Geçtiğimiz iki yıl boyunca Jonathan Webster neredeyse 60 kere uçtu ve havayolu seyahatine ilişkin bir zorluğu atlatmayı başardı: valizini bagaja vermek.
Webster ve eşi Gizem Mut-Webster, Avrupa’yı sırt çantalarıyla gezdiler ve böylece uçuşlarda bagajlarını vermemeyi başarılar. Kısıtlı bütçeyle seyahat eden öğrenciler olarak, sıkı çanta politikalarına ve birçok havayolunun uyguladığı bagaj ücretlerine sıcak bakmıyorlardı.
Akıllıca bir çözüm bulmaya odaklandılar ve akıllarına gelen şey, hem şık hem de bu politikalara meydan okuyan bir bagaj markası yaratmak oldu.
Sonuç ise şık, havayolu çanta politikalarından kaçınmak için tasarlanmış modüler valizler yaratan iki yaşındaki şirket Wool & Oak. Markanın en yeni ürünü, elde taşınabilir tek bir ürün gibi gözüken iki parçalı bir sırt çantası.
İşte görüntüsü ve çalışma şekli:
İki çanta fermuarları aracılığıyla birleştirilebiliyor. Bu fotoğrafta Wool & Oak’ın ince sırt çantası daha geniş günlük bir çanta ile birleştirilmiş.
Çoğu havayolu şirketinin politikası, elde tek bir çanta ve tek bir kişisel eşya taşımaya izin veriyor. Wool & Oak’ın çantası, yolcuların uçakta sadece bir parça valiz taşımalarına olanak tanımak için tasarlandı. Webster, “Henüz yakalanmadım.” dedi.
Havayolları genellikle ek masraflar üzerinden para kazanmak istiyor. Valizleri stratejik bir şekilde kullanmak, yolcuların gereksiz ücretlerden kaçınmasına yardımcı oluyor.
