Şu bir gerçek: İşiniz, her zaman süt liman ilerlemeyecek. Pasif-agresif bir tavır takınmanız ise bunu değiştirmez. Suskun puskun oturmak ya da arka planda kalmak yerine, kendinizi ön plana çıkartmak, aslında işinizi kolaylaştıracaktır. Pek çoğumuzun iş yerinde karşımıza çıkan engellere bu şekilde tepki vermemesinin sebebi, aslında çoğu zaman iddialı olmayı bireysel bir şeymiş gibi görmemiz; başka bir deyişle sadece kendi yararımıza olduğunu düşünmemiz.
Ancak aynı taktikleri takımınız adına da kullanarak, her bir takım üyesinin karşısına çıkabilecek engelleri aşabilir, moralleri yerine getirebilir ve herkesin motivasyonunu yenileyebilirsiniz. Aşırıya kaçmayacak şekilde iddialı olmanın, yalnızca size değil, sizinle birlikte çalışanlara da nasıl fayda sağlayabileceğinin birkaç yolunu paylaşmak istedik:
Takımınızı Plana Dahil Etmek
İddiacı yaklaşım, takımınızı bir plana, kampanyaya ya da yaratıcı bir fikre dahil ve ikna etmeye çalıştığınız zamanlarda oldukça yararlı olur. En iyi yaklaşım ise belli: Belirli bir plan, kampanya ya da fikir ile ilgili bir toplantı düzenleyerek planınızı açıklayın, tartışmaya açın ve herkesin onayını alın.
Bunu, çalışanlardan öneriler isteyerek, başkalarının konuşmasına müsaade ederek ve fikir paylaşımına açık bir ortam sağlayarak elde edebiliriz. Sonrasında ise ortaya çıkan fikirleri kabul ederek, onları ön plana çıkartabilir, plana dahil edip katılımcı bir yaklaşım sergileyebilirisiniz.
Liderlerin, çoğu zaman bir karar alıp, sonrasında bu kararı iddialı bir şekilde takıma duyurmasına sıklıkla tanık oluyoruz. Ancak bu şekilde verilen emirler, çoğu zaman liderin kendi hedeflerinin yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Bu yaklaşımın alternatifi ise, çift taraflı kazanç sağlayan bir durum, çünkü iddiacılığı yalnızca planınızı kabullendirmek için değil, aynı zamanda takımınızı gerçekten işleyişe dahil etmek için kullanmış oluyorsunuz.
Takım Çalışanlarını Kontrol Altında Tutmak
İddiacılığı kullanmanın bir başka yolu da, kendini işine yüzde yüz vermeyen çalışanlara yönelmektir. Bu çalışan, saygısız olabilir, sürekli işe geç geliyor ya da etrafına negatif enerji saçıyor olabilir. Bazı liderler bu gibi durumlara agresif bir şekilde yaklaşabilir, ancak doğrusunu söylemek gerekirse, bu yaklaşım, çalışanın kötü davranışlarını çok nadiren değiştiririr. Aslında bu, korku ile yönetim sağlamaktan, yani diktatörlükten başka bir şey değildir.
Bir yönetici olarak bu gibi durumlarda en ideal yaklaşım, problemli bir çalışanı kenara çekip sergilediği davranışların takıma ve kuruma ne tür zararlar verdiğini bir bir açıklamaktır. Onları üstünlük taslayarak aşağılamak yerine çalışana da kendini ifade etme fırsatı tanır. Bu süreç, aynı zamanda takıma da olumlu yansır.
Kim bilir, belki finansal olarak kötü durumdadırlar, ya da aile içinde sorun yaşıyor olabilirler. Birebir konuşma yapmak, tatsız davranışların kesilmesine yardımcı olmakla beraber, çalışanın yeteneklerinin göz ardı edilmesine neden olan diğer sorunların da ortaya çıkarılmasına ve çözülmesine de zemin hazırlar.
Anlaşmazlıkları Çözmek
Gerçek şu ki, anlaşmazlıklar her kurumda vardır. Bazı anlaşmazlıklar, aslında sağlıklıdır; ara sıra beliren, saygı çerçevesinde yürütülen anlaşmazlıklar, çoğu zaman yapıcı fikir alışverişine dönüşür. Ancak maalesef bu tür anlaşmazlıklar oldukça nadir görülür.
İş yerinde çıkan çoğu anlaşmazlık yıkıcıdır ve toksik bir çalışma ortamına yol açar. Bu gibi durumlar, iddiacılığı devreye sokmak için bir başka fırsattır. Anlaşmazlığın türü ne olursa olsun, önemli olan sakin kalmanız ve duruşunuzu bozmamanızdır. Bununla birlikte tartışmaya dahil olurken unutmamanız gereken en önemli nokta, büyük resme odaklanarak, takımın ortak hedeflerine hizmet ettiğinizdir. Bu adımlar ışığında tartışmaya dahil olan herkese fayda sağlayacak bir karar verebilirsiniz.
Daha İyiye Ulaşmak İçin İddiacılığın Dört Kilit Elementi
Yukarıda bahsedilen durumlar, nerede ve ne zaman iddialı olunması gerektiğini açıklıyor. Ancak burada asıl zorluk, iddiacılığınızı, kollektif yararlara sürekli olarak ulaşabilmek için nasıl kullanacağınızdır. Bunu yapmayı istemek ve gerçekte yapabilmek, aslında iki farklı şeydir. İşte size bununla ilgili birkaç tüyo:
- Duygularınızı kontrol altına alın.
- Doğru kavgaları savunun.
- Pozitif vücut dili kullanın.
- Sorunlara net ve doğrudan yaklaşın.
Başkalarına da yarar sağlayacak şekilde iddiacı olmak, fazlasıyla pratik ve deneyim gerektiren bir eylemdir. Çoğu zaman kendi hakkımızı savunmak konusunda iyiyizdir, ancak iş başkalarının hakkını da savunmaya geldiğinde kim olursa olsun bocalar. Agresif olmak ve takımınızın hedeflerine aktif olarak sahip çıkmamak arasındaki hassas dengeyi tutturmak, oldukça ince bir iştir. Ancak bunu başardığınız zaman, takımınız da size olumlu tepki verir, böylece daha yaratıcı işlere imza atar, daha iyi ilişkiler kurar ve daha verimli bir iş ortamı oluşturursunuz. Neticede de koymuş olduğunuz tüm hedeflere bu post-modern liderlik yaklaşımı sayesinde ulaşabilirsiniz.