Yaz devam ediyor. Seyahat ve tatil için en uygun zamandayız. Fakat yine de çoğu insan elindeki keyifli fırsatları değerlendiremeyecek.
LinkedIn tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, çoğu çalışan kariyerlerindeki başarının, aileleriyle vakit geçirebilmek ve işten uzaklaşmak anlamına geldiğini söylüyor. Fakat yine de çalışanların neredeyse %70’i tatildeyken iş e-maillerinden ya da iş telefonlarından uzaklaşmıyor.
Peki bunun en yaygın nedeni nedir?
Anket katılımcılarının %56’sının belirttiği gibi, kimse geride kalmak istemiyor.
Bu sorun, en azından iki demografi için çok önemli. Öncelikle, genel olarak işten uzaklaşmayan %30’a kıyasla, kendilerini “işletme liderleri” olarak tanımlayan kişilerin -çalışmada işletme sahipleri ve C-Suite çalışanlar olarak tanımlanıyorlar- yalnızca %5’i tatildeyken e-maillerini asla kontrol etmediklerini söylüyor.
Bir de, 1981 ve 1996 yılları arasında doğanlar olarak tanımlanan Y jenerasyonu var. LinkedIn’e göre, bu kişilerin çoğunda “tatil isteği kaygısı bulunuyor.” Araştırmada yer alan y kuşağı üyelerinin yaklaşık %16’sı, istemeye çekindikleri için onlara ayrılan kişisel zamanı kullanmadıklarını söylüyor. Aynısı, Baby Boomers’ın (Amerika’da 1946 ve 1964 tarihleri arasında doğan nüfus) ve X kuşağının bir kısmı için de söylenebilir, fakat sırasıyla sadece %6 ve %7.
Ancak bu sadece kuşakları kıyas alan bir analiz. İşgücüne daha geniş bir açıdan baktığımız zaman problem hala mevcut: katılımcıların çoğu (%51) geçtiğimiz yıl onlara ayrılan tatil günlerini kullanmadığını, “yapacak çok fazla işleri olduğunu” belirtti.
LinkedIn’de bir yönetici ve kariyer uzmanı olan Blair Decembrele, “İzin isterken veya kumsalda e-maillerinize bakmamayı isterken suçlu hissediyorsanız yalnız değilsiniz, ama istemelisiniz.” diyor. “Bu sağlığınız için önemli. İzin kullanmanın insanları geri döndüklerinde daha verimli hale getirdiğini sıklıkla duyuyoruz.”
Tatil yapmamanın üretkenliğe ve kariyerinize yardımcı olmadığını, hatta zarar verdiğini tespit eden ilk çalışma bu değil. ABD Seyahat Birliği’nin girişimi Project Time Off’a göre, sık seyahat edenler tatil yapmayanlara kıyasla zam veya bonus alma olasılığının daha yüksek olduğunu belirtti. Ayrıca organizasyona göre, seyahat için tatil zamanlarını kullanmayan veya çok azını kullanan çalışanların, seyahat için tatil zamanlarının tamamını veya çoğunu kullananlara kıyasla son üç yılda zam veya bonus alma olasılığı %5 daha düşüktü.
Ayrıca, LinkedIn araştırmasına göre, üç ay veya daha uzun bir süre içinde tatil yapmadıklarında insanlar çoğu zaman bunalmış (%58) ve düzensiz (%21) hissettiklerini kabul ediyor.
Decembrele, tatil yapma cesaretini ve enerjisini geliştirmek üzere bazı ipuçlarına sahip. Bu araştırmalarda kabul edilen rahatsızlıklar ve korkular göz önünde bulundurulduğunda, söylemesi yapmaktan kolay şeyler olsalar da şirketinizin tatil politikasına bakmak iyi bir başlangıç olabilir.
Decembrele, “Basit görünebilir ancak izninizi ne kadar erken isterseniz, ekibinizdeki insanlar için o kadar iyi olur.” diyor. “İzin istemeden önce her şeyi yoluna koyup planınızı yapın ki ofiste olmadığınız süre boyunca ekibinizin başarısı etkilenmesin. Patronunuz işleriniz için yetkileri ve telafileri ayarladığınızı bilirse, ikiniz de izin konusunda daha rahat hissedersiniz ve işlerin halledileceğini bilerek izninizi yaparsınız.” diyor.
Yine de tatil zamanlarını kullanların bazıları aslında bu dinlenme vaktini gerçekten kullanmıyor olabilir. LinkedIn, çalışanların %71’inin “yan koşuşturmaları” olduğunu ve bunların arasındaki %40’ın izin zamanını bu ekstra işler için kullandığını tespit etti. Gerçek bir iznin ve tatilin üretkenliği ve sağlığı uzun vadede etkilediğini vurgulamak gerekli olsa da, nihayetinde kendi zamanlarını nasıl kullanacakları çalışanların seçimi. LinkedIn, bu çalışanların en az üçte birinin (%36) bir tutku projesi üzerinde çalışarak başarıyı yakaladıklarını söylediğini tespit etti.
Araştırma, LinkedIn adına Danışmanlık firması Censuswide tarafından, kendilerini tam zamanlı kalıcı çalışan, tam zamanlı serbest çalışan ve freelance çalışan olarak tanımlayan 18 yaşından büyük 2.169 ABD’li yetişkin üzerinde, 22-25 Haziran 2018 tarihleri arasında ABD’de çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.