
Güney Okyanusu ve uzak Avustralya çayırlarında robotlar uçuyor – drone’lar, fakat terörle mücadele veya Amazon teslimatları için değil. Bunlardan ziyade, bu insansız hava araçları, zaman alıcı ve yoğun işçilik gerektiren işleri kolaylaştırmak amacıyla araştırmacı bilim insanları tarafından kullanılıyor.
Artık bu araştırmalar eskisinden çok daha zor ve gerekli. Doğal yaşam alanlarının kaybı ve iklim değişikliği canlı türlerini hiç olmadığı kadar etkilemekte. Tahminlere göre, küresel ısınmadan dolayı 6 türden 1’inin nesli tükenebilir. Acilen daha fazla şey bilinmesi gerekiyor ve dronelar bilim insanlarının çalışmalarında daha verimli olmalarını sağlayabilir.
Büyük Avustralya Körfezi’ndeki balina araştırmasında yer alan, WWF Avustralya’nın okyanus bilimleri yöneticisi Chris Johnson, eskiden üreyen balina popülasyonunun gözlemlenmesi için alçakta uçan uçaklara ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. Dronelar tarafından yakalanan görseller kadar detaylı görseller elde edebilmek için birinin kafasına ve yüksek hızda uçan bir uçağın dışına kamera yapıştırmak gerektiğini de ekliyor.
“Her açıdan kazanç getiren bir alet – gerçekten balina araştırmalarını geliştiriyor – uçakla belgelemenin çok zor olduğu davranışları görebiliyor.”
Canberra’daki Avustralya Ulusal Ünversitesi’nden bir ekolojist olan Debra Saunders’a göre, dronelar emek konusunda da kazanç getiriyor.

Saunders, nesli tükenmekte olan göçmen kuşların alışkanlıklarını incelerken geleneksel tekniklerin zorluklarıyla karşılaşmış çünkü tipik uydu veya GPS’leri bu tip çok küçük canlılara bağlamak çok elverişsiz ve yürüyerek hesaplama metotları çok yavaş.
Bu nedenle Saunders, aynı işi hava yoluyla gerçekleştirmesi için bir drone geliştirilmesine yardım etti.
Başlatıldığında drone, bölgedeki etiketlenmiş hayvanların sinyalini arıyor ve Saunders ile ekibine hayvanların yaklaşık konumlarını veriyor. Bu bilgiye dayanarak, kuşun bulunduğu yer hakkındaki verileri çoğaltmak için bir sonraki en iyi yerin neresi olduğunu otomatik olarak belirliyor.
Saunders, “Bu, bir saatlik işi 10 dakikadan daha kısa bir sürede yapmak.” diyor.
Kusurlu bir gelişme
Dronelar hayvan araştırmalarını ciddi bir şekilde hızlandırıyor fakat önemli bir problemi var: batarya ömrü.
Denizlerde çalışmalar yapan Johnson için bu ciddi bir problem. Johnson, “Yaptığım bazı balina araştırmaları Güneybatı Avustralya’nın kıta sahanlığı dışında (bu, 40 kilometre uzaklık demek), bu da çok pahalı olan başka bir türde drone gerektiriyor.” diyor.
Hayvan araştırmaları için drone kullanan diğer bir isim Jarrod Hodgson, hava aracı batarya dayanıklılığının sensör konusunda da önemli bir faktör olduğunu söylüyor. “Droneların karar vermesine ve engellerden kaçarak kendiliğinden hareket etmesine olanak sağlayan sensörlerin devamlı entegrasyonu yeni fırsatlar yaratabilir.”
Etik ile ilgili sorular
Hodgson, hayvanların insansız hava araçları tarafından rahatsız edilip edilmediğini araştırıyor. Sonuçta, eğer bu araçlar vahşi hayvanların davranışlarını etkiliyor ve değiştiriyorsa, onları daha iyi anlamak için bu araçları kullanmanın pek de bir anlamı yok.
“Vahşi yaşamın vereceği tepkilerin, droneu tespit etme kabiliyetleri ve çevreleri gibi faktörlere bağlı olarak değişeceğini tahmin ediyoruz.”
Araştırmacıların, dronelar konusunda yüksek standartlara uymaları gerektiği açık. Çoğu hayvan çalışmaları araştırma izni gerektiriyor fakat Johnson, araştırmacıların ayrıca drone kullanma belgelerine sahip olmalarının önemli olduğunu düşünüyor.
“Yaşam alanlarının kaybından iklim değişikliğine kadar vahşi yaşamı etkileyen çok fazla şey var. Bu nedenle, droneları kullanacak araştırmacıların uygun izinlere ve doğru eğitime sahip olmaları gerekiyor.”