Bugün, Dikkat Çekici Dijital Girişimler başlıklı yazı dizimizde IVEN’in kurucu ortağı ve Operasyon Sorumlusu Berk Baydur ile birlikteyiz:
Merhaba Berk, bize kendinden ve IVEN’in doğuş hikâyesinden bahsedebilir misin? Bildiğim kadarı ile şimdiye kadar bir tur yatırım aldınız Netaş Wesley Clover Teknoloji Fonu’ndan… Biraz detay paylaşabilir misin?
Merhaba, IVEN Eylül 2014 tarihinde Sedat Güngör, Murat Cansoy, Batuhan Özden ve ben (Berk Baydur) tarafından, Netaş Wesley Clover Teknoloji Fonu’nun desteği ile kurulmuş bir IoT firmasıdır. Netaş Wesley Clover Teknoloji Fonu ise gerek yurt dışından gerekse yurt içinden saygın iş adamlarının, ayrıca NETAŞ ve TRPE Capital gibi firmaların da bulunduğu bir yatırım fonudur.
IVEN için “B2B nesnelerin interneti (IoT)” şirketi diyebilir miyiz?
Sadece ‘B2B neslerin interneti’ demek tam olarak yeterli olmayabilir. Evet B2B alanında kendimizi konumlandırdığımız doğru, ancak IoT (Nesnelerin Interneti) konseptinin aslında 5 ana parçadan oluştuğunu söyleyebiliriz; bunlar donanım, donanımın sahip olduğu işletim sistemi, donanımın içinde koşacak olan uygulama (yazılım), ağ (network) ve döngünün son parçası olarak da bulut (cloud). Biz IVEN olarak kendimizi B2B alanında bulut çözümleri sunan bir nesnelerin interneti firması olarak tanıtıyoruz.
Şu an hangi şirketlere hizmet veriyorsunuz? Yurtdışından da şirketler var mı portföyünüzde? Sunduğunuz hizmetler ve ücretlendirmeleri nasıl?
Şu anda aktif olarak hizmet verdiğimiz müşterilerimiz başlıca Vestel, Arzum ve Encore Networks isimli Washington merkezli bir firma. Encore Networks ile içinde VERIZON’ın da bulunduğu bir proje gerçekleştiriyoruz. Gelecek hedeflerimiz doğrultusunda yurtdışında kendimizi konumlandırmak açısından önemli bir proje ve müşteri olduğunu düşünüyoruz. Yurtdışından IoT alanındaki firmalar ile potansiyel iş birlikleri için de özellikle Avrupa’daki fuarlara katılım göstermeye çalışıyoruz.
Sunduğumuz hizmetler kendi geliştirdiğimiz cihaz ve kullanıcı yönetim platformu üzerinden veriliyor. Burada ise her firma için bu ürün üzerinden farklı iş modelleri çıkabiliyor. Bizim ücretlendirmemiz sabit cihaz başına aylık abonelik modelinde ‘Software As A Service (SaaS)’ olmasına karşın, müşterilerimiz platformu gerek satış sonrası masraflarını düşürmek, gerekse platform üzerinden yeni gelir kapıları elde etmek için kullanabiliyorlar. Platformun esnekliği sayesinde müşterilerimiz kendi distribütörlerine, müşterilerine veya bayilerine de hesaplar açıp, onları yönetip, kesecekleri faturayı bile çıkartabiliyorlar. Platformu yeniden satıyorlar diyebiliriz. Encore Networks ve Vestel ile yürüttüğümüz projeleri bu model altında konumlandırabiliriz.
Platform üzerinden kullanılabilen bir başka iş modeli ise ‘Product As A Service’ diye adlandırılan model. Nesnelerin interneti konseptinin daha da gelişmesi ile önümüzdeki senelerde ev eşyaları veya elektronik eşyalar gibi alanlarda sıklıkla göreceğimiz bir model olduğunu söyleyebilirim. Basitçe firmaların artık ürünleri bir kere satıp tek seferlik gelir elde etmeleri yerine, ürünleri bedavaya veya çok uygun fiyatlarla verip, sağladığı servis hizmetleri üzerinden gelir elde edebilecekleri bir modelden bahsediyoruz. Arzum ile yürüttüğümüz projeyi de bu modelde konumlandırabiliriz.
Şu anda kaç kişilik bir ekip var IVEN’da? Görev dağılımı konusunda bilgi verebilir misin?
İlk başladığımızda 4 kişiydik ve ürünü sektörün ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyeye getirmek için ekibi ilk başta yazılım ağırlıklı olarak büyüttük. Daha sonra ise belli bir olgunluğa oluştuğunda ekibi farklı alanlardan da büyütmeye başladık ve şu an stajyer veya part-time çalışanları dahil etmezsek 13 kişi olduk. Kurucu ortaklar olarak ise ürün, operasyon, satış ve partner yönetimi-ilişkileri olarak ayrılmış durumdayız.
Türkiye’de ve küresel ölçekte çok rakibiniz var mı? Rakiplerinizden sizi ayıran en belirgin özelliğiniz nedir?
Bu sektörde olan ve ilk bakışta aynı işi yapıyor gibi gözüken bir sürü firma hem yurt içinde hem yurtdışında var. Ancak burada ilginç olan, en önemli rakibinizle bile bir proje için partner olup beraber çözüm verebilme ihtimalinizin olması. IoT konseptinin doğası gereği, bir firmanın bir projeyi tüm parçaları ile gerçekleştirmesi hem zaman hem de iş gücü açısından maliyetli oluyor. Dolayısıyla bizim hem Türkiye’de hem yurtdışında tecrübe ettiğimiz; burada önemli olanın güçlü partnerlikler olduğu.
Rakiplerimizden kendimizi ayırdığımız noktada ise ürünümüzün üzerine müşteri tarafından yeni bir yazılım geliştirmeden hızlıca çözüme gidebilmesi, ve yeniden kullanılıp yeni gelirler elde edilebilmesi diyebiliriz.
Yıllar içerisinde büyümeyle ilgili hedefleriniz neler?
Vizyonumuz üretici firmalara veya nesnelerin interneti konseptinde proje yapacak kurumlara ‘projenin bir de IVEN maliyeti var’ düşüncesini yerleştirmek. Bu doğrultuda da gerek büyüme, gerekse hedeflediğimiz müşteriler arasında ya Türkiye’nin büyük oyuncuları ya da global firmalar oluyor.
Bu yüzden de büyüme parametrelerimizden biri sistemimize bağlı olan online cihaz sayısı iken, bir diğeri ise portföyümüzde olan büyük müşteriler oluyor.
Paylaştığın değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Eklemek istediğin bir konu var mı?
Ben teşekkür ederim. Son olarak şunu ekleyebilirim; arkamıza rüzgarı aldık ve şu an iyi bir ivme ile gidiyoruz. Gelişmelerden haberdar olmak isteyen ilgililer her zaman sitemiz üzerinden haber kanalımıza abone olup bizi daha yakından takip edebilirler.
Çalışmalarınızda başarılar diyorum. Umarım IVEN gibi yüksek katma değer üreten girişimlerimizin sayısı artar… Görüşmek üzere Berk.
Ben de ekibim ve kendim adına sohbet için teşekkür ederim Ozan.