Uber Savaşında İkili Oynayan Tiger Global’e Tepki

Uber Technologies ile global araç çağırma şirketleri arasında süren savaş kıyasıya devam ederken bir yatırımcının her iki tarafa da oynaması diğer yatırımcıları kızdırıyor.

Geçtiğimiz günlerde Uber’in 2.1 milyar dolarlık yeni bir yatırım alacağı ve şirket değerinin 68 milyar dolara çıkacağı belirtilmişti. Bu yatırım turunda yer alan şirketlerden birinin ise daha önce Çinli Didi Kuaidi, Hintli Ola ve Singapurlu GrabTaxi’ye de yatırım yapmış olan Tiger Global olduğu bilgisi ortalığı karıştırdı.

Tiger’ın bahsi geçen şirketlerin en büyük rakibine yatırım yapması diğer yatırımcıları hem şaşırttı hem de oldukça kızdırdı.

Ola yatırımcılarından biri, “Oldukça kızgınım. Bu doğrudan bir çatışmadır. Ola’nın en sıkı rakibine yüzlerce milyon yatırım yapıyorlar.” diyerek öfkesini dile getirdi.

Tiger, bir rakibe yatırım yaparak hiçbir yasayı çiğnememiş olsa da portföyündeki bazı şirketlere göre risk sermayesindeki yazısız bir kuralı göz ardı ettiği düşünülüyor. Yatırım toplarken şirketler genellikle yatırımcılara rakiplere yatırım yapmayacakları gibi bir şart koşmuyor. Ancak özellikle yatırımcılarıyla bazı özel verilerini paylaşan kuruluş aşamasındaki startuplar için bu tür bir hareket çizginin aşılması olarak kabul ediliyor.

Tiger Global sözcüsünün konuyla ilgili açıklama yapmayı reddettiğini belirtelim.

Risk sermayesi yatırımcılarından biri ise Tiger ile ilgili, “Eminim ki bu durum pek çok insanı üzecek ve ilişkilerin sonlanmasına neden olacak. Tam anlamıyla şok oldum. Söz konusu para mı? Zaten milyardersiniz. Bir şirket neden itibarını tehlikeye atar anlamıyorum.” dedi.

Tiger Global, Ola’nın en büyük hissedarlarından biri ve şirketin 2012 yılındaki 5 milyon dolarlık A serisi yatırım turunda başı çeken şirket. Ola bugüne kadar 1.1 milyar dolar yatırım toplamayı başardı ve Hintli taksi uygulaması pazarında Uber’i en büyük rakibi olarak görüyor.

Tiger, Nisan ayındaki Çinli Didi Kuaidi’ye yapılan 600 milyon dolarlık yatırım turunda da yer almıştı. Uber Didi ile dünyanın en yüksek nüfuslu ülkesinde rekabet ederken, her iki şirket de kullanıcıları ve sürücüleri kendi uygulamalarına çekmek için yüz milyonlarca dolar para harcadı. Ekim 2014’te Tiger, Güneydoğu Asya’da kayda değer bir varlık gösteren GrabTaxi’ye yapılan 65 milyon dolarlık yatırım turunda da yine başı çeken şirketti.

Tiger’ın Uber’e yatırım yapmasının, diğer araç çağırma şirketlerinin Uber’e karşı ortaklık kararı almasından sonraya denk geldiği düşünülürse durum daha da ilginç bir hal alıyor. Geçtiğimiz günlerde Lyft, Didi, Ola ve GrabTaxi; teknoloji ve hizmetlerini ortak kullanacaklarını duyuran global bir anlaşmaya imza atmıştı. 2016’nın başlarından itibaren her bir şirketin kullanıcıları kendi ülkelerinde kullandıkları uygulamayı söz konusu şirketlerin ülkelerinde seyahat ederken de kullanabilecek.

Lyft kurucu ortağı John Zimmer, “ Global araç paylaşım konusunda attığımız en büyük adımlardan biri. Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya gibi coğrafyalarda ortaklığa gitmek uluslararası büyüme stratejilerinden en akıllıca olanı.” dedi.

Tiger daha önce de birbiriyle rekabet içerisinde olan şirketlere yatırım yapmıştı. Şirket, Çin’in en büyük e-ticaret rakiplerinden olan Alibaba ve JD.com’a yatırımlarda bulunmuştu. Şirkete yakın bir kaynağa göre Tiger, Uber’e yatırım yaparak parasını finansal riskten korumayı amaçlamıyor. Daha ziyade global araç çağırma pazarının büyümesine katkı sağlayarak farklı oyuncuları teşvik ediyor.

Birçok “unicorn” girişiminin milyarlarca dolar değerinin olduğu ve halka arz edilebilecek seviyede oldukları düşünülünce Tiger Global’in halka açık şirketlerde yıllardır kullanılan bu yaklaşımı özel şirketler nezdinde de uygulamaya çalıştığı söylenebilir. Ancak bu konuya farklı açıdan bakan bir yatırımcı şöyle diyor:

“Borsadan (public market) gelenler, Google’a, Amazon’a, Facebook’a ve Apple’a aynı zamanda yatırım yapabileceklerini ve bunda yanlış bir şey olmadığını düşünebilirler.  Ancak özel pazarda (private market) durum biraz daha farklıdır. Zira şirketler yatırımcılarıyla özel verilerini ve finansal rakamları paylaşmaktadır. Bu durumda yatırımcının markası ve güvenilirliği zedelenecektir.”

Etiketler