35 Yaşını Geçen Yazılımcılara Ne Olur?

Bu yazı konuk yazarımız, yazılım geliştirici Umut Gökbayrak tarafından yazılmış aynı zamanda kendisinin Medium sayfasında da yayınlanmıştır.

Ofisinizde 35 yaşının üzerinde bir yazılım geliştirici var mı? Yönetici seviyesindekileri kastetmiyorum. Gerçekten oturup da işi kod yazmak olan ve hayatını bu aktiviteden kazanan kişileri kastediyorum. Peki tamam, ofisi boşverdim. Türkiye sınırları içerisinde 40 yaşının üstünde gerçekten de işi kod yazmak olan kaç kişinin ismini sayabilirsiniz?

Bu yazıyı okuyan büyük çoğunluk gibi, sizin de yaşınız 25–30 yaş aralığındaysa, acaba endişelenmeli misiniz? Peki 35 yaşına geldiğinizde ne olacak? Datça’da badem mi toplamak gerekecek, yoksa Kaş’ta dalış kursu eğitmeni mi olmayı öğrenmek zorundayız? (Caddebostan’da yoga eğitmeni olmayın lütfen. Yeterince var)

Bu zor soruları sorduktan sonra, gelin isterseniz, durum sadece sizin çevrenizde mi böyle, yoksa tüm dünyada da durum aynı mı, biraz rakamlarla anlamaya çalışalım.

Yazılımcıların Yaş Aralığı

2021 yılında Stackoverflow’da 66.329 profesyonel yazılımcı üzerinde yapılan araştırmada katılımcıların 4’te 3’ünün 35 yaşından genç olduğu ortaya çıktı.

Image credit: Stackoverflow
Image credit: Stackoverflow

Bu çerçeveyi biraz daha genişlettiğimizde esas dramatik durum, katılımcıların %85’inin 40 yaş altında olduğu durumda ortaya çıkıyor. Ülkelere göre baktığımızda, beklendiği üzere birinci dünya ülkelerinde yaş ortalaması yükseliyor, 3. dünya ülkelerinde tam tersi şekilde gençler sektöre hakim.

Aynı anketin 2020 verilerine göre, yaş ortalaması en yüksek ülke Avusturalya’da 32.8 olurken Türkiye’den ankete katılmış 778 kişinin verilerine göre bu ortalama 29.47. Hindistan’da örneğin bu sayının 25.8 olduğu düşünülürse, açıkçası Türkiye’de her şeye rağmen, hiç de fena olmayan bir ortalamamız var diyebiliriz.

Bu Durumun Sebepleri

Sebepler tabii ki çeşit çeşit. Kişisel sebepler ve çevresel faktörler içiçe geçmiş durumda. En öne çıkan bir kaç tanesini ele almaya çalışalım.

Hiç Bitmeyen Öğrenmek Döngüsü

Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim, kısaca özetleyeyim. Bu sektör, her 3 yılda bir kendini baştan aşağı yenilemeyi gerektiriyor. Tabii ki bunu başarmak hiç kolay değil. Yaşınız ilerledikçe sorumluluklarınız artıyor. Çoluk çocuğa karışıyorsunuz, ailelerinizde sağlık sorunları oluşuyor, evleniyorsunuz, eşiniz ilgi sevgi şefkat bekliyor vs…

Tabii bu kadar öncelik arasında Rust programlama dili öğrenmek için kaliteli birkaç hafta inzivaya çekilmek kolay olmuyor. Tam da atomu parçalayacağım derken “babaaaa baaaaak pembe patates çizdim” diyen o tatlı surat varken, insan nasıl konsantre olabilir?

Yüksek Maaş Beklentileri

Yaş ilerledikçe yaşam kalitesi beklentisi de artıyor. Eh ne de olsa artık öğrenci evinden veya yurt odasından çıkalı epey (15–20 yıl) oldu. Bahçeli bir müstakil evi olsun istiyor insan. Yaz aylarında güzel bir tatil, haftasonları arabayla şehir dışına çıkıp, nefes alınabilecek bir yürüyüş turu vs… Tabii ki bunlar hep para. Para da az buz değil.

35 yaşını geçtiğinizde yazılımcı olarak kalırsanız, çalıştığınız şirketin sizin bu konfor beklentinizi karşılayacak maaşı ödemesi hiç kolay değil. Çünkü yazılımcı olarak şirket için yarattığınız değerin finansal karşılığı, muhtemelen size ödenen bedeli karşılamıyordur. Daha da kötüsü, böyle bir şirkette yerinize maaş beklentisi çok daha az, çok daha genç birisi alındığında onun ürettiği çıktı ile sizin çıktınız arasında da belirgin bir fark olmayabilir.

Tabii ki özel uzmanlık geliştirmiş orta yaşlı ve yaşlı yazılımcıların çok özel durumları var. Bugün high-growth dediğimiz global ölçekte çok büyük işler yapan şirketlerde architect (mimar) rollerinde scalability/ölçeklenme veya güvenlik konusunda uzman beyaz saçlı yazılımcılara rastlanabiliyor. Çok özel bir elektronik devrenin programlamasında uzmanlaşmış 50+ yazılımcılara ve pek çok bankanın uzman sisteminde 45–50 yaşında Cobol yazılımcılarına rahatlıkla rastlanabiliyor.

Özetle, 35–40 yaşından sonra firmaların sizin maliyetinizi karşılayabilmek için gerçekten anlamlı bir teknik problemi olması gerekiyor. Yeni mezunların sıklıkla tercih ettiği iOS development, React development gibi işleri 40 yaşından sonra da aynen 25 yaşındakilerin yaptığı gibi yaparsanız fiyat/performans dengesini bulmanız biraz zor.

Toplum Baskısı

Türkiye’de böyle garip bir gerçek var. 35 yaşına gelmiş ve halen kod yazan birisine durup dururken annesi sorar. “Oğlum sen müdür olmadın mı daha?”. Siz istediğiniz kadar ona müdür olmayı tercih etmediğinizi, architect/yazılım mimarı olarak ne kadar mutlu olduğunuzu, gelirinizin de müdürden daha bile iyi olduğunu vs… söyleyin. Bunların hepsi havada kalır. 3 ay sonra aynı tatsız muhabbete, sanki daha önce hiç bir şey konuşulmamış gibi, aynen yine maruz kalırsınız.

Çocuğunuzu özel okula yazdırırsınız, kayıt esnasında size mesleğinizi sorarlar. Aslında oradaki gizli mesaj, sizin önemli birisi olup olmadığınızı anlamaktır. Önemli birisinin çocuğu mu geliyor okula yoksa, herhangi birisi mi? “Vallahi de billahi de ben Türkiye’nin en önemli sistem programcılarından birisiyim” dediğinizde sizi anlayacak mı karşınızdaki kişi? Peki bunun yerine “bir holdingde üst düzey yöneticiyim” deseydiniz bir şeyler değişir miydi? Kim bilir…

İşte bu çok tipik bir toplum baskısı örneği. Tüm toplum sanki el birliği etmiş gibi, sizin en iyi bildiğiniz işi, en verimli olduğunuz bir yaşta bırakıp, dümeni hiç bilmediğiniz ve tamamen bambaşka bir uzmanlık olan yöneticilik rotasına çekmeye yöneltir. Buna karşı durmak inanılmaz zordur.

Sektörün Yeni Olması

Türkiye’de ve dünyada bu sektör aslında oldukça yeni. Türkiye’ye Internet’in 1993’te geldiğini ve evlerde Internet’in 1995’ten sonra kullanılmaya başlandığı düşünülürse durum daha iyi anlaşılır. Örneğin web programlamaya 1995 yılında 18 yaşında bile başlamış olsanız, bugün en fazla 44 yaşında olabilirsiniz. Yurt dışında web programlamayla daha evvel tanışıp, Türkiye’ye sonradan göç etmediyseniz yaşınızın daha fazla olması zaten pratikte pek mümkün değil.

Sektör yaşlandıkça, ortalıkta daha fazla yaşlı yazılım geliştirici göreceğimize inanıyorum.

Peki Ne Oluyor Bu Yazılımcılara?

35 yaşına gelince, bir çekiç tavandan düşüyor ve sizleri sandalyenizden yere mi düşürüyor? Tabii ki hayır. Ciddi bir kısmı aslında teknik işler yapmaya devam ediyor. Bir kısmı da gerçekten bu yazının başında bahsettiğim gibi tamamen farklı sektörlere geçiş yapıyor. Kısaca bir kaç tanesini ele alalım.

Yönetici Oluyorlar

En popüler kariyer rotası doğal olarak bu. Zaten LinkedIn’e baktığımda bir şeylerin yöneticisi olmayan arkadaşım neredeyse hiç kalmamış durumda.

Büyük sır: Eğer siz de C-level veya yönetici olmak istiyorsanız yapacağınız iş çok basit. Hemen çalıştığınız şirketten istifa edip, muhasebeciye birkaç bin lira verip bir şirket açıyorsunuz. (3–5 gün sürmez), sonra da bir kartvizit bastırıp üstüne canınız ne isterse yazdırıyorsunuz. O muhteşem LinkedIn update’i sizleri bekliyor sonrasında 🙂

Yazılımcılar genellikle 30 yaş civarında takım lideri, teknik lider, müdür gibi vasıflarla yönetim kademesine geçiş yapıyorlar ve bu rotada başarılı olabilenleri yeni kariyer yolunda daha da ilerliyor.

Ama daha evvel de söylediğim gibi, yöneticilik ve yazılım geliştiricilik taban tabana farklı iki uzmanlık. Harika bir yazılımcıdan berbat bir yönetici ortaya çıktığına defalarca kez tanıklık ettim.

Eğer siz de bir gün yönetim kademesine geçerseniz, bu konuda da uzmanlaşmaya mutlaka yatırım yapın. Yöneticilik doğuştan gelen bir yetenek değildir. Öğrenilen bir beceridir.

Freelancer Oluyorlar

Muhtemelen ikinci en popüler seçenek freelancer olmak. Yurt içi veya yurt dışındaki müşterinize kod yazmaya devam ediyorsunuz, ama tek farkla. Artık çalışacağınız saate, zamana veya mekana siz karar veriyorsunuz. Bu da tabii ki size daha yüksek bir yaşam kalitesi olarak geri dönüyor.

35–40 yaşından sonra hele bir de özel bir uzmanlık geliştirmiş ve sektörde aranan bir kişiyseniz o zaman değmeyin keyfinize. Yurt dışına çalışarak dolar, euro ile maaş alabilir veya bir sahil kasabasında eşiniz ve çocuğunuz ile dert tasa olmadan, mutlu mesut harika bir hayat yaşayabilirsiniz.

… (misiniz acaba)?

İtiraf ediyorum… Yukarıdaki paragrafın tamamı olmasa da bir kısmı yalan 🙂 Tabii ki freelancer olarak çalışmanın yarattığı özgürlük harika bir şey. Ama kendine has büyük zorlukları da var elbet.

İş bittikten sonra tahsilat yapmak bunlardan en önemlisi. Benzer şekilde bir ofisin olmaması başlarda çok çekici gelebilir ama bir süre sonra iş ve özel hayatı bir arada yönetmesi zorlayıcı olabilir. Teklif hazırlamak ve müşterinin nazını çekmek başlı başına eziyettir. Toplum baskısı, sosyal onay ve kredibilite eksikliği vs… bunlardan diğerleri.

Ama yine de bence tüm bu zorluklarına rağmen, yaş kemale erdikten sonrası için oldukça iyi bir seçenek.

Danışman Oluyorlar

Üçüncü en popüler ve en iyi kazandıran seçenek de danışman olmak. Peki iyi kazandırıyorsa, neden en popüleri bu değil? Çünkü birilerinin size danışması için sizin o alanda uzmanlığınızın tanınması ve bilinmesi gerekiyor da ondan.

Türkçedeki danışman kelimesinin İngilizcede iki karşılığı var. Birisi “advisor”, diğeri “consultant”. Advisorlar bir işin nasıl yapılması gerektiği konusunda bilgi ve becerisini kullanarak sade ve aksiyon alınabilir net tavsiyelerde bulunurken, consultant’lar bununla kalmayıp işin operasyonuna da (kodlama dahil) girerler. Bu nedenle bordroya almadan adam/gün usülü çalıştırılan uzmanlara da sıklıkla consultant denilir.

35 yaşını geçen yazılımcıların bir kısmı, consultant, bir kısmı da advisor oluyor. Advisor olanlar sayıca çok az, çünkü bunun için yazılım geliştirmekten çok başka “sosyal yetenekler” de gerekiyor. Consultant olmak bir için yaptığınız işi en iyi şekilde yapmaya devam etmeniz çoğu zaman yeterli geliyor.

Geçtiğimiz yıllarda Ankara anlaşmasıyla İngiltere’ye gidenlerin bir kısmı orada bu işi yapıyor örneğin. Türkiye’de de çoğu enterprise’da örneğin 1 yıllık bir projeyi hızlandırmak için bir danışmanlık firmasından 20–30 kişinin geldiğini ve bu kişilerden 3–5 tanesinin 40 yaş üstü beyaz saçlı yazılımcılar olduklarına tanık olabilirsiniz.

Startup Kuruyorlar

Buna da sıklıkla rastlıyorsunuzdur. 35–40 yaşını geçmiş, artık tecrübesi bariz yazılımcılar, biriktirdikleri parayla sahaya bir de girişimci olarak çıkıyorlar. Bu konu üzerinde saatlerce konuşabilirim. İnanın bana, en zor seçenek bu. Tereddütsüz bir şekilde tekrardan söylüyorum. Bir yazılımcı için belirli bir yaştan sonra yapılacak en zor iş, girişimci olmak.

Oldukça düşük bir başarı şansının yanında, birkaç yıl uğraşıp tüm birikiminizi çarçur edip, elde sıfır, batık bir şirketle ortada kalma riskiniz de var. Durum böyleyken, her şeye rağmen bir o kadar da tatmin edici bir deneyim.

Bu konu üzerine bir başka yazı daha yazacağım. O nedenle şimdilik kısa keseyim diyorum.

Yazılımcı Olarak Kalıyorlar

Doğal olarak bir seçenek de yazılımcı olarak devam etmeleri. Tabii bu durumda tüm yazı boyunca bahsettiğim baskılara boyun eğmeniz, gerçekten istediğiniz yolda dimdik yürümeniz gerekiyor. Bu inanılmaz büyük bir erdem tabii ki.

Bir insanın sevdiği bir işi yapması ve bundan dolayı da takdir görmesi bu dünyada yaşanabilecek en büyük tatmin noktası.

Emekli Oluyorlar

Bu meslekte artık teknolojiden soğumuş, yazılım yazmayı bir hobi olarak değil de sadece para kazanılan bir iş olarak görenler de yok değil. Bu kişiler kendilerini yeterince sık güncellemedikleri için, maalesef ki bilgi ve becerileri kısa sürede gündem dışı kalıyor.

Sonuç: Bazen mecburen, bazen de isteyerek erken emeklilik ve sonrasına başka bir sektöre kaymak. Kimi 40 yaş üstü çok iyi yazılımcılar biliyorum, artık tarımla uğraşıyor, kimileri de turizm sektöründe çalışıyor. İlginç bir şekilde, genelde o işlerde de çok iyiler.

Kim bilir; bazen de ikinci bir hayata yelken açmak iyi geliyor demek ki.

Photo by Beth Macdonald on Unsplash

Etiketler