DigitalTalks Sonbahar18’in 5. Haftasında, Odağımızda Mobilite Vardı

Birbirinden değerli konuşmacıları dinleyeceğimiz; yeni kişilerle tanışıp bağlantılarımızı kuvvetlendirme şansı bulacağımız 6 haftalık maratonumuz DigitalTalks Sonbahar’18, İş Kuleler’de devam ediyor.

6 Kasım Salı akşamı “Ulaşımda Mobilitenin Geleceği” başlıklı ilk oturumumuzda Esin Avukatlık Ortaklığı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Takım Lideri Avukat Can Sözer, F+ Ventures Genel Müdürü Egemen Alpay, Detecon Türkiye Ülke Müdürü Gonca Eryiğit Çimentepe, Mastercard Hızlı Gelişen Avrupa Pazarlarından Sorumlu İş Geliştirme & Dijital Ürünler Direktörü Hakan Tatlıcı bizlerleydi.

Bu öğretici sohbetten kimi bölümleri size aktarmak istiyoruz:

Can Sözer:

  • Dünya genelinde teknoloji ile hukukun çok paralel gitmediği bir düzlemden bahsediyoruz. Bir görüşe göre hukuk teknolojinin çok gerisinde kalıyor, hızına yetişemiyor denilebilir. Bir de hukuk teknolojiye o kadar da fazla yetişmemeli, regülasyonlar teknolojiyi biraz da rahat bırakmalı şeklinde bir görüş olabilir…
  • Yakın zamanda çok fazla ceza, idari para cezası, trafikten men etme cezası kesildi. Yalnızca 2018’in ilk yarısında kesilen cezalar 18 milyon TL’ye ulaştı. Yolculara 2 milyon TL kadar ceza kesildiği tahmin ediliyor. 6.000 kadar sürücüye ceza kesildi. Bu trendin devam edip etmeyeceğini bekleyip göreceğiz. Burada dikkat edilmesi gereken çok konu var. İşin regülasyon boyutu var, çünkü alınması gereken izinler var. Ama bu izinler hakkında çok fazla kafa karışıklığı var. Mevzuatta izinler için “ilgili belediye” diyor… Her il için ilgili belediyelerden ayrı ayrı izin alınması gerekiyor…
  • Bizim mevzuatımızın bu tür uygulamalar düşünülerek oluşturulmuş bir mevzuat değil, dünyanın hiçbir yerinde bunları yakalayabilen bir mevzuat yok zaten. Dolayısıyla biz yeni şeyleri konvansiyonel lisans ve izinlere oturtmaya çalışıyoruz, ama tam oturmuyor. Bu da bir hareket alanı kazandırıyor. Örneğin emniyet müdürlüğüne bağlı özellikle sivil amirlikler trafiği koordine etme ve gerektiğinde ceza kesme yetkisine sahip oldukları için çok fazla ceza kesebiliyorlar. Hepsine haksız diyemeyiz… Çok farklı uygulamalar, açılmış çok fazla davalar var. Mahkemeden dönen davalar da var… Bir kaos içindeyiz ama son bir iki aydır biraz duruldu.
  • Mevzuatta muakkak bir değişiklik yapılması gerektiğini düşünüyorum ama bu değişiklik tek başına kamunun yapabileceği bir şey değil. Özel sektörden temsilcilerin de mutlaka bu sürecin içinde olması lazım.

Egemen Alpay:

  • Akıllı mobilite megatrendlerden biri. En büyük trend aslında insanların büyük şehirlerde yaşamaya başlaması. Öngörülerin bir çoğu yakın bir zamanda dünya nüfusunun %75’i büyük şehirlerde yaşamaya başlayacağını söylüyor. Bu da trafik gibi birçok sorunu beraberinde getiriyor. Akıllı şehir (“smart city”) kavramının bir alt başlığı olan akıllı ulaşım (“smart transportation”) var.
  • Dünyadaki her şey iç içe geçiyor… Ve bu karmaşık dünyayı ulaşım alanında bir araya getiren sistemler bütününe “smart transportation” diyoruz.
  • Geleceğin arabalarıyla ilgili 4 kavram öne çıkıyor. Bunlardan birincisi “otonom”. Otonomluk emlak fiyatlarının bile değişmesine sebep olacak. Arabalar otonom olmakla birlikte “bağlı” olacak. Diğeri ikisi de “elektrikli” ve “paylaşımlı” olacak.
  • Araba üreticileri yazılım şirketlerine, yazılım şirketleri de araba üreticilerine dönüşüyor diye düşünüyorum. Hiçbir sektördeki yıkım sektörün içinden gelmemiş. Otomotivdeki yıkım da dışarıdan geldi. Bugün Tesla dediğimiz araba aslında sürülebilir bir cihaz. Elektrikli araba değil, elektrikli bir cihaz ve aynı zamanda araba.
  • Şehirlerin vizyonunda su ve elektrik faturasının eve gelmesi gibi ulaşım faturasının gelmesi de var. Bu tarz bir ödeme sistemi de konuşuluyor.
  • Bildiğimiz benzinli motorun 276 parçası var. Bir elektrikli motorun ise 26 parçası var… Basit bir matematikle bu kullanılmayacak 250 parçayı üreten şirketler yan sanayi olarak ortadan kaybolacak. Otomotiv alandaki inovasyon da teknolojiden gelecek, yazılım ve elektronikten gelecek yani. Ama bir o kadar da malzeme biliminden (“material science”) gelecek.

Gonca Eryiğit Çimentepe:

  • “Akıllı şehirler” yalnızca akıllı park etmekle veya araba paylaşmayla alakalı değil aslında. Bunun bir de “mobility management” kısmı var. Örneğin karbon gazı salınımının azaltılması gibi konular da şimdi mobilite konusunun altında konuşulmaya başladı.
  • Artık her şey takip ediliyor, anlık data toplanıyor. Dolayısıyla lisanslama gibi işlemlerin de anlık olarak (on demand) verilmesi konuşuluyor. Örneğin, bir Uber şoförü olarak belirli bir bölgede çalışabilmek için ilgili otoritelerden isteğiniz üzerine anında izin alabileceksiniz.
  • Daimler’in en çok büyüyen alanı “Daimler mobility service” adı verilen alan ve geçtiğimiz yıl %65 büyüdü. 25,5 milyon müşterisi var. Bu müşteriler Car2Go, MyTaxi gibi bazı uygulamaları kullanıyor. Telekom alanında uzun zamandır dijitalleşme trendi vardı, otomotiv sektörü de bu trende dahil oldu… Daimler artık açık bir şekilde araba üreticisi değil, mobil hizmet sağlayıcısıyım diyor.

Hakan Tatlıcı:

  • Türkiye’de bugün hala %60 oranında nakit kullanılıyor, kart kullanımı %40’larda kalıyor… Her sene kart oranları %14 seviyesinde büyüyor. Dijital ödemeler ise %45’ler seviyesinde büyüyor… Dijitalin içinde de konu ikiye ayrılıyor: bir web dünyası var, bir de mobil dünya var. Mobil büyümeye baktığımızda %40-45’lerin üzerine çıkmaya başladığını görüyoruz.
  • Mastercard olarak dünyada 40’ın üzerinde ülkede çalışan Masterpass adlı bir çözümü geliştirdik.
  • İzmir’de İzmir Büyükşehir Belediyesiyle bir işbirliği yaptık. Bir ihtiyaçtan ortaya çıktı aslında… Kullanıcılara kartlarının bakiyesi bittiğinde ne hissettiklerini sorduğumuzda dörtte biri yağmurun altında yürümeyi tercih edeceğini söyledi… Masterpass’i oradaki şehir kartının dolumu için kurguladık. Cebinizdeki kartın bakiyesi belirli bir limitin altına düştüğünde otomatik olarak Masterpass’teki kayıtlı kartınızdan ulaşım kartınıza dolum yapılıyor, böylece hiçbir şekilde yolda kalmıyorsunuz… Bu inanılmaz bir talep gördü İzmir’de. Hatta belediye buna “tükenmez kart” ismini koydu.
  • Türkiye’de de bir altyapı kurduk ve bu altyapının olduğu 15 ilde bir ulaşım kartı almak zorunda olmadan cebinizdeki bankanın temassız kartını kullanarak ulaşımdan faydalanabiliyorsunuz…
  • Kartları bile artık mobille değiştiriyoruz, dünyadaki trend de bu. Bugün Türkiye’de de 8 bankanın mobil cüzdan çözümleri var ve bu çözümler Android cihazlarda temassız özelliği destekliyor. Bu cihazlar içindeki temassız özelliği destekleyen kartları da bu 15 şehirde ulaşımda kullanabiliyorsanız. Aslında ödeme teknolojileri anlamında altyapısal olarak bir akıllı şehir konsepti de sağlamış oluyoruz.
  • Dijitalleşme ve mobilitenin getirdiği bazı ek ihtiyaçlar da var. İşin bir tarafında kullanıcılar var, bu kullanıcılar farklı farklı cihazlar kullanıyor… İşin diğer tarafında da bankalar var. Bankalarla kullanıcıları bir araya getirmek için teknolojik platformlara ihtiyaç var… Dijitalleşmeyle birlikte gelen bir diğer önemli konu da güvenlik… Aynı kartı 6 farklı cihaza yüklüyoruz, bunun kontrolü ve güvenliği de ayrı bir ihtiyaç. Yani dijitalleştikçe farklı teknolojik ihtiyaçlar ve güvenlik ihtiyaçları ortaya çıkacak.

İkinci oturumumuzda ise Volt Lines CEO’su Ali Halabi ve Scotty Pazarlama Direktörü Cenk Kaya’yı “Türkiye’de Mobilite Girişimi Yönetmek” başlıklı sohbetimizde ağırladık.

Bu keyifli sohbetten kimi paylaşımları size aktarmak istiyoruz:

Ali Halabi:

  • Türkler paylaşım ekonomisine çok güvenmiyorlar deniyor ama böyle bir şey yok aslında. Bir güven sorunu yok yani. Güven sorunu var olan algıyla ilgili ama denedikten sonra değişiyor bu. Bu güvenle değil, farkındalıkla ilgili bir durum.
  • 50.000 servis aracı var İstanbul’da, her gün 1 milyon insan taşıyor bu araçlar. Ama araçların %50’si boş. Yani 25.000 araç gereksiz kullanılıyor. İstanbul’daki servis piyasası 1.2 milyar dolarlık bir piyasa. Ama çok verimsiz. Sürücüler, yolcular, firmalar kimse mutlu değil.
  • Konuştuğumuz firmalarda araçların güzergah farklılıklarından dolayı yolcu sayısı açısından verimsiz kullanıldığını fark ettik. Şirketlere şunu diyoruz: bu araçları biz kiralayacağız, siz bizden her çalışan için aylık abonman alın. Yolcuya, sürücüye ve şirkete bir uygulama veriyoruz, bir de bizim kontrol uygulamamız var. 4 uygulama birbiriyle konuşuyor ve çalışanların mobil uygulaması bizim sağladığımız araçlar için “akbil” işlevi görüyor.

Cenk Kaya:

  • Motosiklet kullanıcıları bu şehrin kahramanları olur dedik… Bu işe ilk başladığımızda 2017 nisanda 100 yolculuk yapabildik. Yaklaşık bir buçuk yıl içinde 2.5 milyon yolculuğa ulaştık.
  • Deneyimlerimize göre, benzin fiyatları yüksekse, insanlar araçları içinde tekil ve uzun zaman geçiriyorsa bu tür uygulamalar tutuyor. Özellikle Orta Asya pazarında görüyoruz bunun örneklerini.
  • Bildiğimiz kadarıyla, İstanbul’da kayıtlı 240.000 kadar motosiklet plakası var ve biz bir sene içinde 70.000-80.000 kadar başvuru aldık. Bunların ancak 7.000 kadarını onaylayabildik. Bunun sebebi kişilerin kontrollerden geçiyor olmaları… Bu şartların en önemlilerinden biri İstanbul trafiği içinde yetkinlikle motosiklet kullanabilmeleri. 2 yıllık ehliyet ve belli bir sürüş deneyimi arıyoruz… Kontrol ettiğimiz konulardan biri de motosikletlerin sigortası.
  • Motosikletle taşımacılık adına yapılmış herhangi bir lisans alma, kanun ya da yasa düzenlemeleri yok şu an. İşin başında inovasyon geliyor, regülasyon peşinden geliyor böyle durumlarda. Başladığımız günden beri bu işin bir lisanslanma modeline dönmesi için çalışıyoruz… İnsanlara normalde kaybettikleri zamanı değerlendirmeleri için fırsat sunuyoruz aslında.

Değerli paylaşımları için konuşmacılarımıza, tüm katılımcılarımıza, elmas sponsorumuz Türkiye İş Bankası‘na; platin sponsorlarımız Esin Avukatlık OrtaklığıOracle ve VMware‘e; altın sponsorumuz Labrys‘e ve medya sponsorumuz Bloomberg Businessweek‘e teşekkürlerimizi sunarız. 13 Kasım Salı akşamı görüşmek üzere.

Etiketler