Belirsizlik ve Sıkıntının, Hayatta ve İş Yerindeki Gelişiminize Yardımcı Olabileceği 3 Yol

Ekibimden en sık duyduğum şikayetlerden biri, işletmemizin görünürde sürekli bir değişim halinde olması.  

Her gün biraz daha farklı, ve büyük fırsatlar endişe verici bir hızda gelip gidiyor. İnsanlar ise tutarlılık istiyor ve bilinmeyenden korkuyor.

Bilinmeyenden korkmak elbette insan doğasının bir parçası; güvende olmadığımız yerlerde yaşamanın ölüm kalım meselesi olması ilkel geçmişimizin bir izi. Toplumumuz gelişirken bu derinlerdeki korku insan tecrübesinin bir parçası olarak kaldı.

Ekibimin endişeleri anlaşılır şeyler. Sonuçta, bir süre sahnelerin arkasından süzülen fikirler ve riskli fırsatlar, daha büyük bir ekiple tanışıldığında rastlantısal gözükebilir.

Küçük ama hızla büyüyen bir şirketteki hayatın gerçekliği, belirsizliğin kaçınılmaz olması. Belirsizlik ve fırsatlar el ele gidiyor ve belirsizliğin olduğu yerde stres, endişe ve hayal kırıklığı da oluyor.

Bu, net negatif bir deneyim olarak gözükebilir. Bu tür belirsizliklerin zaman zaman insanları sarstığı, daha az dinamik bir yaşam tarzının güvenliğine geri döndürdüğü bir gerçek.

Ancak, belirsizliklerin olduğu bir hayatın ekipleri güçlendirdiği de fark edilebilir bir şey. Yaşamdaki çok şeyde olduğu gibi, daha zorlu yollar beklenmedik şekillerde kişisel ve mesleki gelişmeye götürebilir.

Pürüzlü kenarları cilalamak

Hayatım boyunca, diğer dersler aklımdan çıkıp giderken bazı belirli cümleler ve iç görüler bana yapışıp kaldı.

Böyle bir ders, lisenin üçüncü yılında bir tarih öğretmenimden gelmişti. Konuşmanın bağlamını tam olarak hatırlayamıyorum ama paylaştığı dersi asla unutamam.

Kişiliğimizin, nehre atılmış keskin kenarlarla ve bozukluklarla dolu yontulmamış taşlara nasıl benzediğini anlatmıştı.

Taşların nehrin sürekli akışıyla yavaşça cilalanması ve düzeltilmesi gibi bizim kişiliklerimiz, mücadele ettiğimiz zorlukların ve belirsizliklerin sürekli akışıyla cilalanıyor ve düzeltiliyor.

İnsanlar olarak, sıkıntı düşüncesinden uzak duruyoruz. Ancak, sıkıntı ve acılarla güçleniyoruz.

Hem kişisel hem de mesleki gelişme

Sıkıntıda kesinlikle bir değer olsa da, her zaman hissedilen belirsizlik insanlardaki en kötüyü ortaya çıkarma eğiliminde. Neyse ki her seferinde, bu eğilimlerle yüzleşmek ve değişmek için fırsatımız oluyor.

Kişisel anlamda, biliyorum ki A tipi eğilimlerim ve endişem çoğu zaman bendeki en iyiyi ortaya çıkarıyor.

Girişimcilik hayatının belirsizliği bu kusurları açığa çıkardı ve beni onlarla yüzleşmek zorunda bıraktı.

Katoliklikte “metanoia” denilen “pişmanlık ve ruhsal dönüşümden kaynaklanan yaşama biçimi değişimi” anlamına gelen bir kavram var.

Bunu, insanın kendi şeytanlarıyla yüzleştiğinde ortaya çıkan, kalbin kalıcı ve anlamlı değişimi olarak düşünmeyi seviyorum. Kendi doğamızla yüzleşmek yerine rahatlığı ararsak, kişisel gelişimimizi engellemiş oluyoruz.

İş dünyasında, belirsizlikle birlikte gelen sıkıntıyı kucaklamak önce içsel yüzleşmeye ve böylelikle gelişmeye götürüyor.

Kişisel yüzleşmem ve iç gözlemim son bir yılda bana baba, koca ve lider olmamda yardım etti.

Daha merhametli, kendini bilen ve çevremdekilere açık birine dönüştüm. Hiç şüphem yok ki, bu hızlandırılmış aydınlanma yolu, dünyadaki belirsiz yerimizin zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalmamın doğrudan bir sonucuydu.

Daha rahat bir yol seçseydim biliyorum ki kişiliğimin bu yönleriyle doğrudan mücadele etmeye zorlanmayacaktım ve onları yıllarca bastırmaya devam edecektim.

Anda yaşamak

Belki de belirsizlikle baş etmenin en değerli yan etkisi, anda yaşamayı başarabilmektir.

Hayatım boyunca, şimdiyi kaçırarak önüme ve bir sonraki adıma baktım. Geriye dönüp baktığımda, sürekli geleceğe odaklandığımdan dolayı hem kişisel hem de mesleki birçok fırsatı kaçırdığımı düşünüyorum.

Bunun güzel bir örneği geçen yıl çok daha büyük bir şirketle derin bir stratejik ortaklık değerlendirdiğimde yaşandı.

Şu anda ne yapılması gerektiğini görmediğimde ne olabilire bağlı olarak değeri en üst seviyeye çıkarmak için çalışmaya çok odaklanmıştım. Durumun belirsizliği beni rahatsız etti ve nihai olarak anlaşmadan hiçbir sonuç çıkmadı.

Şimdi anlıyorum ki, içinde bulunduğum zamana odaklanmış olsaydım sonuç çok farklı olabilirdi.

Belirsizlik ve fırsatlar ayrılmaz bir şekilde iç içe. Dünyada izinizi bırakmak istiyorsanız, bilinmeyenin boşluğunda olmanın endişesiyle ve stresiyle baş etmeyi öğrenmek zorundasınız.

Kendi ekibime ve belirsizlikle mücadele eden herhangi bir ekibe tavsiyem, sıkıntıdaki değeri görmeleridir. Çökmek yerine, nehre atılmış taşın hikayesini hatırlayın.

Size karşı itilen güçler, sizi hem kişisel hem de mesleki olarak daha pürüzsüz ve daha güçlü hale getiriyor.

Bu yazı Chris Myers tarafından yazılmış ve Forbes’da yayınlanmıştır. DigitalTalks Ekibi tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. 

Etiketler