Siz kargodan Amazon teslimatınızı alıp, eve gelip, onu açmak için bir makas alana kadar Amazon çalışanları da sizinki gibi bir paketi kargolamış oluyor.
E-ticaretteki 22 yıllık tecrübesi ve verimlilik takıntısı sayesinde Amazon, ürünlerini sakladığı, paketlediği ve kargoladığı depolarına muazzam bir optimizasyon getirmiş durumda.
Çalışanlar, ürünü raftan almak, kutulamak ve kargolamak olmak üzere standart bir Amazon siparişi üzerinde yaklaşık 1 dakika harcıyor.
Gerisi mi? Geriye kalan her şeyi robotlar ve otonom sistemler tarafından gerçekleştiriliyor.
Amazon’un 2014 yılında bünyesine kattığı robotlar, depolarında yüzde 50 daha fazla envanter tutmasına olanak sağlıyor. Bu robotlar ile birlikte şirket, ürünleri barındıran rafları daha sıkı bir şekilde konumlandırabiliyor. Şirketin Baltimore’daki deposunun işleyişi, bunun mükemmel bir örneği.
Bundan önce Amazon çalışanları, ürünlerden oluşan uzun koridorlardan aşağı yukarı yürümek ve raflarda ürün aramak zorunda kalıyorlardı. Kiva robotları sayesinde bu sorun ortadan kalktı. Kiva robotları, ilgili raf dolabının altına girerek onu hafifçe kaldırıyor ve ürünü seçecek olan Amazon çalışanına getiriyor. Raflar çalışanın yanına yaklaşırken bir yandan da bir bilgisayar ekranı, çalışana aradığı ürünün dolabın neresinde olduğunu işaret ediyor.
Ekmek kutusundan daha küçük ürünlerin gönderildiği Amazon’un Baltimore tesisinde her şey raflara sığıyor. Raflar, küçük hücreler şekilde planlanmış. Bazı bölmeler, birkaç tişört ve altılı deodorant gibi birden fazla ürün ile doldurulmuş.
Ürün tarandıktan ve sarı plastik bir kutuya yerleştirildikten sonra robot, otomatik olarak geri gidiyor. Hemen ardından beklemede olan yeni raf, seçme istasyonuna getiriliyor; yani tıpkı arabaya fast-food servisi gibi.
Bahsi geçen bu sarı kutular, depoda hareket ettikçe barkodları sayesinde takip edilerek, 12 kilometre uzunluğundaki taşıma kayışı üzerinde deponun başka bir alanına transfer ediliyor. Burada çalışanlar ürünü paketliyor.
Sarı kutu yaklaşırken bir başka bilgisayar ekranı, çalışanı hangi büyüklükte bir kutu kullanması gerektiği ile ilgili bilgilendiriyor. Çoğu zaman Amazon depo çalışanlarının doğru kutuyu oluşturmaları, balonlu naylon eklemeleri, koliyi bantlamaları, bir barkod yapıştırıp taşıma kayışına geri koymaları yaklaşık 15 saniye sürüyor.
Bu hızın en büyük destekçisi kullanılan kutunun büyüklüğüne göre en uygun genişlikteki bandı veren bir makine. Böylece çalışanın vermesi gereken tek karar, paketin içine ne kadar balonlu naylon koyması gerektiği oluyor.
Koli, taşıma kayışındaki yerini aldıktan sonra adres etiketlerinin otomatik olarak kutulara damgalandığı başka bir makineye gönderiliyor. Bu kutulardan bazıları, robotik kol inerken ve kutuya gideceği adresi damgalarken durmuyor bile. Paketlerin sonrasında doğrudan kargo aracına bindirilmesi gerekiyor. Kutular, küçük bir gişeyi andıran bir tünelden geçerken, kırmızı lazerler tarafından tek tek kontrol ediliyor ve gerektiğinde geri gönderiliyor.
Son olarak da bir Amazon depo çalışanı, son bir kez kutu ile doğrudan etkileşime girerek onu kargo aracına yerleştiriyor.
Anlayacağınız Amazon’un depolarındaki bu dikkatli koordinasyon, adeta bir senfoniyi andırıyor.
Amazon, Baltimore depo tesisinde yaklaşık 3.000 tam zamanlı çalışanı olduğunu söylüyor. 2015 yılında 76.700 ve 2016’nın ilk 6 ayında 38.100 çalışan işe alan şirket, dağıtım ağını ülke çapında büyütmeye devam ediyor. Her ne kadar bünyesinde barındırdığı makine ordusu, koliler üzerindeki çalışan girdilerini azaltsa da, yine de insan gücüne ihtiyaç kaybolmamış gibi görünüyor.