Gartner Dijital Geleceğimizi Tahmin Ediyor

Gartner’ın oluşturduğu top 10 tahmin listesi, dijital dünyada yaşamanın ne anlama geleceğinin haberini veriyor.

Karşınızda dijital geleceğimizden bir senaryo: Kişiliğinize ve etkileşim profiline dayanarak optimize edilmiş, bir “robot-patron” tarafından seçilen, tabağınızı sunuş açısından gülümseme hızına kadar ayarlanabilir bir garsonun hizmet ettiği bir restoranda akşam yemeği yiyorsunuz. Ya da kıyafet denemek için bir mağazaya giriyorsunuz ve aynaya entegre edilmiş dijital müşteri sorumlusundan hem stokta, hem satışta olan, sizin bedeninizde bir kıyafet önermesini istiyorsunuz. Sonrasında ise ödemeyi mobil yolla yapmasını talep ediyor, böylece kasa sırasına girmemiş oluyorsunuz.

Bu senaryolar, insanların ve makinaların birbiriyle uyumlu ilişkiler içerisinde olacağı, algoritmik ve akıllı makineler tarafından yönetilen bir dünyadan gelen yalnızca iki tahmin. Orlando’da düzenlenen Garter Sempozyumu/ITxpo 2016 sırasında Gartner’ın önde gelen analisti ve genel müdür yardımcısı Daryl Plummer, Gartner’ın tahminlerinin, bizi teknolojik adaptasyondan nasıl ayırarak dijital dünyada var olmanın derinliklerine yönelttiğinden bahsetti.

Gartner’ın Top 10 Tahmini

Robot-yazarlar içerik oluşturacak
2018’e doğru içeriklerinin yüzde 80’i makineler tarafından yazılacak. Veriye ve analitik bilgiye dayanan içerik, proaktif olarak bilgi toplayıp derleyen teknolojiye sahip, otonom kompozisyon cihazları tarafından doğal yazıma dönüşecek. An itibariyle insanlar tarafından üretilen yasal dokümanlar, pazar araştırması raporları ve basın bültenleri gibi üretilen içerikler, bu araçlar için öncelikli adaylar.

Çoğu cihazın yardıma ihtiyacı olacak
2018’e doğru yaklaşık 6 milyar bağlantılı araç gereç destek isteyecek. 2021’de her saat başı 1 milyon yeni IoT (Internet of Things) cihazının satılması bekleniyor. Pekiyi bu cihazlar desteğe ihtiyacı olduklarında ne yapacaklar? Firmalar, bu cihazların taleplerine farklı şekillerde cevap verebilmek adına yeni strateji ve mekanizmalar geliştirmek zorunda kalacak.

Akıllı temsiciler bağımsız olacak
2020’ye doğru insan kontrolü dışındaki otonom yazılım temsilcileri, tüm ekonomik etkileşimlerin yüzde 5’inde rol üstlenececek. Algoritmik olarak çalışan bu akıllı temsilciler aslında ekonomide hali hazırda boy göstermekteler, ancak kurumsal, yasal, ekonomik ve itibari sistemler içerisinde insan gücü tarafından yönetilen mekanizmalara sınırlı ölçüde dahil edilmekteler. Gartner’ın “programlanabilir ekonomi” adını verdiği oluşum içerisinde yeni nesil otonom yazılım temsilcileri, tüm gerekli değerleri kendileri saklayacak ve blockchain üzerinde serbest bırakılarak; banka, sigorta, döviz işlemleri de dahil olmak üzere tüm finansal aksiyonları gerçekletirebiliyor olacak.

Robot-patronlar için çalışacaksınız
2018’e doğru evrensel anlamda 3 milyondan fazla çalışan, bir “robot-patron” tarafından yönetilecek. Bazı performans ölçümleri, “robot-patron” adı verilen akıllı makine yöneticileri tarafından daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebilir. Bu robot-patronlar, denetimsel görevler üstlenerek personel veya yönetimsel süreçler ile ilgili kararlar verebilecek.

Akıllı binalar vandalizme uğrayacak
2018’in sonuna doğru akıllı binaların yüzde 20’si dijital vandalizme maruz kalacak. Digital vandallar binaları karanlığı boğacak veya işaretleri bozarak ses getirecek. Bu tehditler daha geniş çerçevede güvenlik gerektirecek ve bina güvenliğinin daha geniş organizasyonel güvenlik süreçlerine bağlanmasına yönelik stratejileri doğuracak.

Daha çok akıllı makine işe gidecek
2018’e kadar hızlı büyüme gösteren şirketlerin yüzde 45’inde çalışan sayısı, akıllı makinelerden daha az olacak. Bu önce start-uplar ve yeni firmalarda meydana gelecek. Akıllı makinaların hızı, düşük maliyeti ve verimliliği, firmaların insan yerine makine çalıştıracağı anlamına geliyor: Tamamıyla otonom bir süpermarket, robotize edilmiş bir otel veya yalnızca dronların kullanıldığı bir güvenlik hizmeti firması gibi.

Dijital müşteri sorumluları sohbet edebilecek
2018’in sonuna doğru dijital müşteri hizmetleri asistanları, bireyleri yüzlerinden ve seslerinden tanıyabilecek. Şüphesiz ki bu, kullanıcı deneyimi açısından büyük bir adım olacak. Çift yönlü etkileşim kabiliyeti sayesinde dijital müşteri asistanları ve müşteriler arasında iletişim başlayacak. Bu deneyim sırasında insan konuşmaları hem dinleme, hem konuşma sırasında kopyalanacak. Bunun yanı sıra geçmiş kaydetme özelliği, anında cevap verme yeteneği, ses tonu seçimi ve cevap verme özelliği de olacak.

Çalışanlar takip cihazları takacak
2018’e kadar 2 milyona yakın çalışana, fitness ve sağlık verilerini takip eden cihazlar takmaları zorunlu kılınacak. Özellikle tehlikeli veya fiziksel olarak yorucu işlerde çalışanlar için önerilecek olan giyilebilir araçlar, kalp atışı, solunum ve stres seviyesi gibi verileri ölçebiliyor olacak ve gerektiğinde yardım çağırabilecek.

Akıllı asistanlar işlerimizi yönetecek
2020’ye doğru akıllı asistanlar, mobil etkileşimimizin yüzde 40’ını ele geçirmiş olacak ve “post-app” çağını domine edecek. Akıllı uygulamalar kullanmak yerine akıllı asistanlara güveniyor olacağız. Kişisel sanal asistanlar ihtiyaçlarımızı tahmin edebilecek, güven oluşturacak ve otomatik olarak bizim adınıza davranacaklar.

“Bulut”ta oluşan arızalara kullanıcılar sebep olacak
2020’ye doğru bulut güvenlik arızalarının yüzde 95’i kullanıcı hatası kaynaklı olacak. Halka açık bulut hizmetleri ile ilgili güvenlik sorunsalı hala pek çok firmayı endişelendirmekte. Ancak girişimleri etkileyen güvenlik sorunlarının oldukça küçük bir yüzdesi tedarikçi tarafında oluşuyor. Müşteriler artan oranda bulut erişim güvenlik uygulamalarını halka açık bulut hizmetlerindeki kullanımlarını yönetmek ve takip etmek için kullanacak.

Etiketler