2020-21 eğitim yılı başlamak üzere ve içinde bulunduğumuz koşullarda pek çok öğrenci derslere Zoom veya benzer telekonferans platformları aracılığıyla katılacak.
Uzaktan eğitime devam etmek kamu sağlığı açısından doğru olabilir, ancak bu hamle bazı sorunları da beraberinde getiriyor.
Davranış ve beyin üzerine çalışan araştırmacılar kameraların açık olmasının zorunlu olduğu durumlarda çevrimiçi eğitimin birtakım sorunlara neden olabildiğini belirtiyor. İşte öğrencilerin kameralarını kapalı tutmaları için 5 sebep.
Daha Fazla Kaygı ve Stres
Öğretmenler çevrimiçi ortamda çoğunlukla öğrencilerin tüm süre boyunca ekrana bakmasını ve konsantrasyonunu korumasını bekliyor. Ancak bu durum öğrenciler için rahatsız edici olabilir. Herkesin kendisini izlediği hissini yaşamak öğrencilerin nasıl göründüklerine odaklanmalarına sebep olarak dikkat dağıtıcı olabilir.
Ekranda yüzlerin oldukça büyük ve yakın görünüyor olması da bu rahatsızlık hissini perçinleyebilir. Bu durum vücudun “kaç-savaş” mekanizmasını tetikleyebilir, öğrencilerin endişeli hissetmesine sebep olabilir ve konsantrasyonlarını bozabilir.
“Zoom Yorgunluğu”
“Zoom yorgunluğu” kulağa sıradan yorgunluktan farklı gelmese de bilimsel araştırmalara göre sürekli görüntülü konuşmalara dahil olmak bu sorunu ağırlaştırıyor.
Pek çoğumuz gündelik hayatımızda iletişim kurarken sözel olmayan işaretlerden besleniyoruz. Yalnızca yüzlerin görüldüğü çevrimiçi video formatı ise el hareketleri gibi sözel olmayan işaretleri kaçırmamıza ve karşıdaki kişinin sözlerini daha fazla yorumlamaya sebep oluyor. Bunun yanında, ekranda sürekli pek çok yüz olduğunda pek çok insan gördüklerinin tümüne dikkat etmeye çalışıyor.
Böyle ortamlarda dikkatlerini korumaya çalışırken oldukça zorlayıcı olabilir. Kısıtlı zamanlarda farklı işler arasında gidip gelmek hafızayı yavaşlatabiliyor ve görevlerin gerçekleştirilme potansiyelini azaltıyor. Birden fazla aktif katılımcının olduğu görüntülü konuşmaya katılmanın gerektirdiği çoklu görevleri yerine getirebilme becerisi bundan farklı değil. Bu sorunlar katılımcıların konsantrasyonunun dağılmasına ve bitkin düşmesine sebep oluyor.
Yarışan Yükümlülükler
Her ne kadar çevrimiçi dersler sırasında ideal olan öğrencilerin dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak sessiz bir odada derslere katılması olsa da bu her zaman mümkün olamayabilir. Eğitimin her kademesindeki öğrenciler aile bireylerine bakmak durumunda olabilir ve hatta kendi çocuklarına bakmakla yükümlü de olabilir.
Çocuk bakımına erişim, içinde bulunduğumuz bu dönemde her zamankinden daha kısıtlı. Bu, bazı öğrencilerin hem kardeşleriyle ilgilenip hem de derslere katılmaya çalışmasına sebep olabilir. Öğrencilerin bu sorumlulukları hem diğerleri için dikkat dağıtıcı olabilir hem de öğrenci için utanç verici olabilir. Bu sorun yalnızca öğrenciler için değil öğretmenler için de geçerli olabilir.
Mahremiyet Hakkı
Öğrenciler okulda geçirdikleri zaman içerisinde kişisel hayatları ile ilgili ayrıntılar paylaşmak zorunda değiller, ancak bu mahremiyet çerçevesi çevrimiçi görüntülü dersliklerde kaybolabiliyor. Görüntüyü açmak diğer kişilere evi göstermek anlamına gelebiliyor.
Bunun yanında, online platformların çoğu pek de güvenilir değil. Öğrencilerin bilgileri üçüncü kişiler tarafından ulaşılabilir ve görüntülü konuşmaların içerikleri öğrencilerin evlerinin konumlarını ve kimlerle yaşadıklarını ifşa edebilir. Çok daha sofistike yüz tanıma sistemlerinin gelişimi de bu sorunlar hakkında duyulan endişeyi artırıyor.
Maddi İmkanlar ve Diğer Erişim Sorunları
Dersleri takip etmek için öğrencilerin teknolojik araçları kullanmasını beklemek öğrencilerin (veya ailelerinin) gerekli teknolojik araçlara erişebilecek sosyoekonomik koşullara sahip olduğunu varsayıyor.
Bilgisayar ve tablet gibi araçlara erişemeyen öğrenciler için ise uzaktan eğitim halihazırda var olan eşitsizlikleri daha çok ortaya çıkarıyor. Bunun yanında, öğrencilerin derslere katılabilecekleri bir alanlarının olacağı da varsayılıyor.
Öğrenciler gibi öğretmenler de benzer sorunlarla yüzleşiyor. Pek çok eğitimci öğrencileriyle görüşmenin yolunu görüntülü konuşmada buluyor.
Çevrimiçi sınıflarda amaç derslerin sağlıklı ve öğrencileri güvende hissedecekleri bir şekilde sürdürülebilmesi. Öğrencileri uzaktan eğitime angaje etmek için pek çok yol var ve herkese uygun bir sistemin oluşturulabilmesi zaman alabilir. Ancak öğrencilerin görüntülü dersler sırasında kamerayı açık tutmalarını istemek bu sistemin bir parçası olmayabilir.