Norveç’teki bir şirket, balıkların bulunduğu çiftlik için iFarm adlı yüz tanıma sistemi geliştirdi. Bu sistem, balıkları birbirinden ayırmak için balıkların gözlerinin, ağzının ve solungaçlarının etrafındaki lekelerin desenini kullanıyor. Norveçli balık çiftçiliği devi Cermaq Group AS, deniz bitlerinin ve diğer balık hastalıklarının yayılmasını önlemek için teknolojiyi kullanmayı umuyor. Bu hastalıklar şu anda küresel balık çiftçiliği sektörüne yılda yaklaşık 1 milyar dolara mal oluyor.
Cermaq, bu sistemi, balık çiftçiliğinde bir “devrim” olarak tanımladı. Somonun, havayı soluması için periyodik olarak su yüzeyinin üstüne yükselmesi gerekiyor. Bu, onların su yüzeyinde durma mekanizmalarını düzenlemelerine yardımcı oluyor. Somon suyun yüzeyine yükselirken, iFarm onları su yüzeyinde bulunan sensörlerle donatılmış bir havalandırma deliği aracılığıyla yönlendiriyor. Ardından sensörler somonu tarıyor ve özelliklerini kaydediyor. Eğer tarayıcılar deniz bitleri gibi anormal bir şey yakalarsa, hastalıklı balık medikal tedavi için karantinaya alınabiliyor. Bu sistem, sadece hasta olan balıkların tedavi göreceğini garantiliyor.
Makine öğrenimi algoritmaları, anormallikleri kontrol etmek için bireysel balıkları tanımlıyor ve taramaları karşılaştırıyor. Cermaq, sistemin ölüm oranını %70 oranında azaltabileceğini iddia ediyor. Ayrıca bu, verimi ve karlılığı artıracak bir çalışma gibi görünüyor. Şirket, Norveç Su Ürünleri Bakanlığı’ndan uygun lisans aldıktan sonra yaklaşık altı yıl içinde sistemin çalışmasını umuyor.
Küresel su ürünleri yetiştiriciliği sektörü pazarının yıllık olarak yaklaşık değeri 232 milyar dolar. Ancak çiftçilik, balıkları, savaşamayacakları hastalıklara maruz bırakıyor. Sonuç olarak, iFarm dahil olmak üzere balıkları hastalıklara karşı daha dayanıklı hale getirmek için yapılan araştırmalara büyük miktarlarda yatırımlar yapılıyor. Sizce başka hangi çiftçilik türleri benzer bir biyometrik sistemden yararlanabilir?