Bu yazı AvivaSA Dijital Garaj‘ın katkıları ile yayınlanmıştır.
Giyilebilir ürünlerin sorunu hep aynı: şarjı dayanmıyor. Ancak UV Sense, şaşırtıcı bir önerme ile tasarlanmış bir giyilebilir. Asla şarj etmiyorsunuz; içerisinde batarya yok. Doğrudan vücudunuza yapışıyor ve güneş ışığı enerjisi ile dört haftaya kadar çalışıyor.
L’Oreal, giyilebilir teknoloji şirketi MC10 ve tasarım stüdyosu Fuseproject beraberliğinde geliştirilen UV Sense, bir tırnağa yapışıyor ve vücudunuzun herhangi bir anda maruz kaldığı UV ışınlarını ölçüyor. Bu maruz kalma verilerini okumak için Sense’i NFC teknolojisiyle akıllı telefonunuz ile senkronize ediyorsunuz.
Teknolojik bir açıdan bakarsak, UV Sense neredeyse hiçbir şeyden yapılıyor. Gerçekten sadece bir damla polimere yerleştirilmiş üç bileşenden oluşuyor: bir sensör, bir kondansatör ve bir anten. UV ışınlarında bulunan enerji, sensörü aktive ediyor ve ölçümlemeleri kondansatörün içinde kaydediliyor. Ardından, anten, veriyi akıllı telefona iletiyor – aslında gücünü akıllı telefonun radyo sinyalinin kendisinden alıyor.
Elbette bu teknoloji UV Sense’i oluşturmanın sadece bir parçasıydı. Ayrıca Fuseproject’deki Yves Béhar’ın ekibinin üstlendiği şık bir kullanıcı deneyimi ve endüstriyel tasarım gerekiyordu.
Jawbone Up gibi giyilebilir elektronikler üzerinde çalışan Béhar, “Her zaman teknolojinin daha özelleştirilmiş olacağı zamanı hayal ettik. UV Sense ile daha küçük olduğu gibi kesinlikte bir adım daha öndeyiz.”
Fakat bir şeyin küçük olması, görünmez olması gerektiği anlamına gelmiyor. Béhar, “ Şöyle bir soru var: bu kadar küçük olduğunda onunla ne yaparsınız? Nereye yerleştirirsiniz? Nasıl kaybetmezsiniz? Ve faaliyetlerinize nasıl katarsınız?” diyor.
Fuseproject, UV Sense’in vücudun neresinde yaşayabileceğini düşündü. El veya daha spesifik olarak tırnağı vücudun daima çıplak olan bir parçası olarak en iyisi olarak değerlendirdi. Diğer bir avantajı ise tırnakların sert olması ve terlememesiydi; UV Sense’in yapışkan tabanı bir defada bir kişiye haftalarca yapışık kalabiliyor.
“Tırnak gerçekten ilginç bir yer çünkü kadınlar için tırnağın kozmetiği tırnak süsleme sanatı olarak görülüyor.” diyor Béhar. “Ayrıca, belki güneş gözlüklerinize, bileziklerinize veya saatlerinize yerleştirebileceğiniz bir aksesuar olabileceğini düşündük. Herkes tırnağına yapıştırmak zorunda değil, yazın dışarı çıktığınızda veya güneşe maruz kaldığınızda aksesuarlarınıza yerleştirebilirsiniz.”
Béhar, UV Sense’in daha önce görmediğimiz bir giyilebilir türünün bir modeli olduğunu söylüyor. Batarya gerektirmeyen tek hizmetli bir sensör. Bu minimal yaklaşım, her çeşit biyometriyi ölçen ve sayısız fonksiyonları vaat eden bir Apple Watch’un antitezi.
“Çok fazla sensör yapmaya çalışıyorsanız, daha büyük bir batarya gücüne ihtiyacınız olacaktır. Ben, sensörlerin daha özelleştirilmiş amaçlarla tasarlandığı bir yeri ve bunların bir birleşiminin gününüz, vücudunuz ve eviniz boyunca en uygun alana konumlandırılmış ve yerleştirilmiş, birbiri ile konuşan ve size daha da kesin veriler verdiği bir yeri düşünüyorum.
Giyilebilirlerin geleceği için geçerli olan bir iddia var – kişisel refahımız için önemli olan bilgileri izlemek için hayatlarımızın herhangi bir yerine ekleyecekleri küçük, unutulabilir yapışkanlar. Ancak tüketici verilerine göre birçok insan satın aldığı giyilebilir ürünleri birkaç ay içinde kullanmayı bırakma eğilimi gösteriyor. Bunu göz önüne alırsak; bu çaba gerçekten de önemli mi? Belki. Daha önceki UV patchinin bir deneme çalışmasında; bu UV sensörleri insan davranışlarını değiştirdi. Kullanıcıların %34’ü daha sık güneş kremi kullandığını belirtirken %37’si de daha fazla gölgede kaldığını belirtti. Eğer bu tür davranışlar aylar, hatta yıllarca devam edebiliyorsa toplamda cilt sağlığına olan faydasını düşünmek oldukça kolay.
Bu yeni ürünü denemek istiyorsanız, UV Sense bu yılın ilerleyen zamanlarında satışa sunulacak.