
Hepinize merhaba, bugün Arvato SCM’nin katkılarıyla yeni bir yazı dizisine başlıyoruz; DigitalTalks E-ticaret Sohbetleri. Uzun soluklu, öğretici ve keyifli olmasını planladığımız röportajlar serisinde ilk konuğumuz bonprix Türkiye Ülke Müdürü Sonay Onur.
Sonay merhaba, öncelikle sohbet davetimi kabul ettiğin için teşekkür ederim. bonprix dünyanın önde gelen perakende ve perakende ile ilgili servisler sunan şirketlerinden Otto Group’un iştiraklerinden bir tanesi. Bize hem Otto Group, hem de bonprix ile ilgili küresel ölçekte bilgi verebilir misin?
Merhaba, öncelikle Otto Group’tan başlayalım. 1949 yılında kurulan Otto Group, bugün yaklaşık 50 bin çalışanıyla dünyaca ünlü perakende ve hizmet grubu. Avrupa, Asya, Kuzey ve Güney Amerika’daki 30 ülkede, 123 önemli şirketin varlığıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 7 milyar Euro’luk online satış ile bu alanda dünyanın en büyük perakende satış mağazalarından biri.
Otto Group bünyesindeki bonprix, 1986 yılında Hamburg’da kuruldu. Günümüzde yaklaşık üç bin çalışanı bulunuyor. Otto Group içerisinde en hızlı büyüme gösteren şirketlerden biri olarak dikkat çekiyor ve 29 ülkede faaliyet gösteriyor. Ürün yelpazemizde kadın, erkek, çocuk giyimi ile birlikte ev tekstili ve dekorasyon ürünleri de yer alıyor.
Türkiye pazarında faaliyetinize yanılmıyorsam 2011 yılında başladınız. Aradan oldukça zaman geçmiş. Nasıl gidiyor çalışmalarınız?
bonprix, Almanya’daki Türkler tarafından çok sevilen ve tercih edilen bir marka. Otto Group bunu da göz önünde bulundurarak bonprix Türkiye’yi hayata geçirdi. Belirttiğin gibi, altı yıldan bu yana faaliyetlerimiz sürüyor. Türkiye’deki ilk üç yılımızda hedefimiz, operasyonlarımızı yüksek kalitede yürütebilmekti. Bu hedefe ulaştık ve sonrasında büyümeye odaklandık. Türkiye pazarında şu anda 35 binden fazla ürüne erişilebilen e-ticaret sitemiz ile 300 bin müşterimize hizmet sunuyoruz. Yerimizi daha da sağlamlaştırmak için önemli yatırımlar yapıyor, yeni projeler üretiyoruz. Bu yılın ilk yarısını hedeflerimiz doğrultusunda kapattık ve yeni sezona geçen seneye oranla yüzde 80’in üzerinde büyümeyle başladık.
Son dönemde tarafımızdaki en önemli gelişme, teslimat süresini kısaltmak için gerçekleştirdiğimiz yatırımlar oldu. Ürünlerimiz Almanya’dan geldiği için teslimat süremiz iki haftaydı. Müşterilerimizden gelen büyük talep üzerine, gerekli fizibilite çalışmalarımızı tamamlayarak lokal stok hizmeti vermeye başladık. Artık paketlerimizin yüzde 60’ı Türkiye’deki depomuzdan çıkıyor. Böylece ürünlerimizin büyük kısmını yalnızca 2 – 3 gün içerisinde adrese teslim edebiliyoruz. Yine müşterilerimizin talepleri doğrultusunda, hızlı kargodaki ürün çeşitliliğimizi her geçen gün artırmayı sürdürüyoruz. Sadece hızlı kargoyu hayata geçirerek, yüzde 100’ün üzerinde bir performans artışı sağladık.
Bu noktada, Türkiye’deki depo sağlayıcımız Arvato SCM’den özellikle bahsetmek isterim. Markamıza özel fikirler ile hem projemizin kısa sürede başarılı olmasına büyük katkı verdiler hem de ne kadar iyi bir çözüm ortağı olduklarını gösterdiler.
Farklı ülkelerde mağazalarınız olmasına rağmen Türkiye’de tamamen ticareti siteniz üzerinden sürdürüyorsunuz. Bu konuda kısa ve orta vadede bir değişiklik olacak mı?
bonprix’nin Almanya, İsviçre, Avusturya ve İtalya’da yerleşik mağazaları bulunuyor ancak dünya genelinde satışlarının yüzde 70’ini e-ticaret yoluyla gerçekleştiriyor. Bu doğrultuda Türkiye’deki hedefimiz de, başarımızı online mağazamız ile sürdürmek. Bunun için reklam pazarına ciddi bütçeler harcıyor ve online pazarlama alanlarında geniş çapta yer alıyoruz. Bunun yanı sıra, özellikle lokal stok hizmetimizin başlamasıyla birlikte, e-ticaretteki büyümemizi her geçen dönemde yükselen bir ivmeyle sürdürüyoruz. Türkiye’deki internet ve akıllı telefon penetrasyonunun hayli yüksek oluşu, bu alandaki potansiyeller anlamında elimizi güçlendiriyor.
Türkiye’de nasıl bir yapılanmanız ve kaç kişilik bir ekip var? 29 ülkede faaliyet gösterdiğiniz için bunun önemli avantajları olsa gerek. Tabii zaman zaman büyük organizasyonların dezavantajlı olduğu durumlar da olabiliyor 🙂 Bu konuda neler paylaşmak istersin?
Türkiye’de yedi kişilik çekirdek bir ekibimiz bulunuyor. Birçok uluslararası firmada olduğu gibi ana desteği Almanya merkezden alıyor ve çok büyük bir ekiple çalışıyoruz. Her konuda inhousing ekibimiz ve uzman kadrolarımız var. Sinerjiyi yüzde 100 kullanıyoruz. Bu nedenle iş hayatımın yarısını, Almanya’daki ofisimizde ekiple birlikte çalışarak geçiyorum. Lojistik ekibimizin bulunduğu İtalya ile de birçok projeyi birlikte yürütüyoruz.
Türkiye’de de birçok iş ortağımız bulunuyor. Yerel stokta Arvato SCM, gümrük işlemlerinde DGH, call center ve back office hizmetlerinde DCS ve Matbaa Bilnet, dijital pazarlamada Digitouch, PR’da ise Contactplus ile çalışıyoruz.
Ana müşteri kitleniz kadınlar değil mi? Neler paylaşmak istersin bu konuda? Hangi kategoriler satışlarınızda çok daha önemli yer tutuyor?
Türk müşterilerimizin yüzde 98’ini kadınlar oluşturuyor. Kadın, erkek, çocuk ve ev tekstiline uzanan geniş bir skalada satış yapıyoruz, bunların arasında kadın giyim ve plaj, en çok satılan koleksiyonlarımız olarak dikkat çekiyor. Özellikle Nisan – Ağustos döneminde plaj koleksiyonumuza ilgi zirveye çıkıyor. Bu yıl özellikle bayram tatilinin öncesindeki hafta satışlarımızda, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 100’ün üzerinde artış yakaladık. Bu artışta hızlı kargo hizmetimizin ne denli büyük bir rolü olduğunu net bir şekilde okuyabiliyoruz.
Ek olarak, büyük beden kategorisinde çok güçlüyüz. Satışlarımızın yüzde 40’a yakını, 46 – 56 bedene yönelik oluyor. 2 – 10 yaş arası çocuk giyimi de ön plana çıkan kategoriler arasında. Son olarak, kıyafetlerine neredeyse tamamen kendileri karar veren 13 – 16 yaş grubuna yönelik satışlarımız da, her yıl önemli oranda artış gösteriyor.
Tüketici davranışları açısından Türkiye pazarının kendine has tarafları var mı? Faaliyet gösterdiğiniz diğer pazarlarla kıyaslarsan neler söylemek istersin?
Türkiye pazarında hangi sektörde faaliyet gösteriyor olursanız olun, tüketiciler hizmet kalitesine ve iletişime çok önem veriyor, sorunlarının en hızlı şekilde çözülmesini istiyor. Bu nedenle müşteri hizmetlerimizin iyi çalışması ve tabii yine kısa sürede teslimat yapmaya başlamış olmamız da bizim başarımızda önemli yer tutuyor.
Ayrıca, müşterilerimiz modayı çok yakından takip ediyor. Son trendleri, farklı tasarımları ve çeşitleri görmekten hoşlanıyor. bonprix olarak bizler de, her yaşa, bedene ve bütçeye hitap eden modayı erişilebilir kılıyoruz.
E-ticarette başarı için birçok bileşenin önemi var ama senin tecrübelerin en kritik faktörlerin hangisi olduğunu gösteriyor?
Farklılaşmak, kaliteli ürünleri en hızlı ve sorunsuz şekilde tüketicilerle buluşturmak, özellikle moda, perakende ve e-ticareti buluşturan bonprix gibi markalar için çok kritik. Bizler ürün çeşitliliğimiz, özel kampanyalarımız, hangi sebeple olursa olsun iadede sağladığımız kolaylıklar ve kullanıcı dostu internet sitemiz ile müşterilerimize keyifle tamamlayacakları bir alışveriş deneyimi sunuyoruz.
Tabii tüketicilerin beklentilerindeki değişimleri ve teknoloji trendlerini yakından takip etmek gerekiyor. Örneğin mobil ve kişiselleştirme gibi kavramlar son birkaç yıldır e-ticaretin odağına yerleşti. Bu alanlarda kendini geliştirmeyi ertelememek gerekiyor. Bizler bonprix olarak, tüm pazarlama faaliyetlerimizi müşteri gruplarımıza özel yapıyor, her bir müşterimizin aktifliğini haftalık takip edip ilgili müşteriye özel kampanyalar ve kurgular oluşturuyoruz. Bu tarz kişilere özel çalışmalar ile müşterilerimizi her daim aktif tutuyoruz.
Çok büyük yatırım yaptığımız kanallardan biri de mobil ve uygulamalar. Mobilde Avrupa ülkelerine kıyasla önde gidiyoruz ve bu trendi kesinlikle kaçırmamamız gerekiyor. Pazarlama bütçemizin önemli bir bölümünü dijitale harcıyoruz. Bunun yanında, ister offline ister online perakende olsun, benim en çok önem verdiğim konuların başında müşteriyi tanımak, izlemek ve ihtiyaçlarını anlayıp karşılamak geliyor.
Paylaşımların için çok teşekkür ederim Sonay. Eklemek istediğin başka bir konu var mı?
Keyifli sohbetin ve soruların için ben de çok teşekkür ederim 🙂