DigitalTalks İlkbahar17’nin Dördüncü Haftasında Neler Konuşuldu?

DigitalTalks İlkbahar17‘nin dördüncü haftasını 2 Mayıs Salı akşamı geride bıraktık.

İlk oturumumuzda “Bir Sonraki Endüstriyel Devrim ve Bir Zorunluluk Olarak Dijital Dönüşüm” başlıklı sunumu ile Dell EMC Türkiye Genel Müdürü Sinan Dumlu bizlerleydi.

Kendisinin sunumundan kimi bölümleri size aktarmak istiyoruz:

-Dell’in EMC’yi satın alması teknoloji endüstrisinde gelmiş geçmiş en büyük birleşme.

-Dijital transformasyon demek yeni bir süreç başlıyor demek, ilk çağdan orta çağa geçiş gibi.

-Hiç bilgisayar olmayan bir ortamdan zaman içinde herkesin önünde bilgisayar olduğu bir zamana geçiş yaptık. Tüm işlemlerin bilgisayar üzerinden gerçekleştiği bir döneme geçtik.

-Eskiden şu söyleniyordu: Yazılımlar almak lazım. Birçok kez söylediğimiz şey, hazır yazılımlar alın, siz yazılımlara uymaya çalışın. Yazılımları kendinize uydurmayın siz bu yazılımlara uymaya çalışın. İş sürecini buna paralel olarak değiştirin. Hazır biri size yazılım yazmış bunu getirip koyun üzerine takın çalışsın… Bunun sonucunda verimli şirketler doğdu. Yan etkisi olarak da bir grup şirket ortadan kalktı. Fortune 500’te bir araştırma yapılmış; 1957-97 yılları arasında Fortune 500’te olan şirketlerin sadece %37’si bugün ayakta, gerisi değişime ayak uyduramayıp yok olmuş. Bu işi yapabilen firmalar daha az insanla daha verimli, karlı çalışan şirketler haline geldiler.

-Tabi bunun sonucunda birbirine benzeyen şirketler oluştu ve zamanla her sektörde o sektörün dengesini bozacak yeni şirketler doğmaya başladı. Uber çıktı ulaşım sektörü değişti, Tesla çıktı elektrikli arabayı üretti. Ayrıca Türkiye’den Yemeksepeti örneğini verebiliriz…

-Hiç aracı olmayan bir şirket dünyanın en büyük ulaşım şirketi oldu. Restoranı olmayan şirket en fazla yemek satan şirket oldu. Bunar hep dijital dönüşüm çağının sonucu. Var oldukları endüstride kırılma noktası oluşturdular.

-Bunların diğerlerinden farkı; bir fikir ortaya atıp ona özel yazılım yazıyorlar… Bunlar endüstriyi silkeleyen ‘disruptive’ şirketler. Burada gizli ihtiyacı belirlemek önemli.

-Tabi biz de artık diyoruz ki; sen, seni rakiplerinden ayıran özgün yazılımını içinde tut ama diğer işleri bu konuda ölçekli yapılarla işbirliği yaparak çöz.

-Yeni doğan şirketlerin (dijital çağa doğan şirketler) işi kolay. Sonuçta altyapılarını buna göre kurabiliyorlar. Diğer taraftan hep yatırım yaptıkları için para kazanamıyorlar, uzun süre zarar ediyorlar yani dezavantajları hızlıca kara geçememek.

-Türkiye olarak hem avantaj ve dezavantaj içindeyiz. Dezavantajımız geriden geliyoruz ama avantajımız ise teknolojileri atlayarak gidebilmemiz.

-Önümüzdeki tehdit “Robot çalıştığı ülkeyi bilmez asgari ücretten habersizdir.” Burada sorun; düşük insan gücü maliyet avantajını ortadan kaldırıyor. Ara basamakları atlayarak birşeyler yapmamız lazım.

-Bu değişim karşısında farklı yaklaşımları görebiliyoruz. Bir grup nörolink önerdi ve beyne bilgisayar bağlayalım dedi. Yani insan beyni bilgi karşısında eziliyor. İnsan başa çıkamayacak bir yere gidiyor bu yüzden bilgisayarlar dünyanın kontrolünü ele geçirmesin. Bunun için ilk şirket kuruldu: Elon Musk Neuralink şirketini kurdu.

-Şirketlere iki çözüm: yeni bir şirket kuralım ya da eski bir şirketi transforme edelim, danışmanlık yapalım yol gösterelim.

-Türkiye’de şirketlerin %55’i dökümante edilmiş bir sürece sahip değil. Ne yapacaklarını bilmiyorlar…

– Bizim bir görevimiz de onlara danışmanlık sağlamak. Dell EMC olarak bu konuda birçok büyük şirkete danışmanlık hizmeti sağlıyoruz, yol haritası sunuyoruz. Her şirket dijitale doğmuyor, sadece %3’ü kadar. Bu kalan %97’nin transforme edilmesi gerekiyor. Biz de bunun için çalışıyoruz.

İkinci oturumumuzda ise Thoughts & Talks kurucusu Ozan Tatar, Arçelik Grubu IoT Strateji ve Projeleri Yöneticisi Pınar Köse Kulacz ile “IoT ile Gelen Dönüşüm” başlıklı bir sohbet gerçekleştirdi.

Bu öğretici sohbetten kimi bölümleri size aktarmak istiyoruz:

-Arçelik Grubu’nun 30.000’den fazla çalışanı var. 7 ülkede 18 fabrikamız, 14 ar-ge merkezimiz var.

-Beko Avrupa’da çok güçlü. Grundig markasının bilinirliliği yüksek, premium marka haline getirmek istiyoruz.

-Nesnelerin interneti bebeklik evresini geçti ama çok net oturmuş bağlantılılık standartları yok. Bu konuda global çapta çalışmalar yürütülüyor. Arçelik olarak biz de bu çalışmaların içinde yer alıyoruz.

-Arçelik olarak önemli bir dönüşüm sürecinden geçtik, geçmeye de devam ediyoruz.

-Dönüşümün en önemli ayağı insanlar, bakış açılarını da değiştirebilmek çok önemli.

-Önümüzdeki yıllarda ürünlerimizin tamamamının ya bağlantılı olmasını ya da bağlantılı olmaya hazır bir altyapıya sahip olmasını amaçlıyoruz.

-İnternete bağlı cihazların sağladığı birçok avantaj var. Örneğin toplanılan data ile cihazın belli bir noktadan sonra bozulmaya yaklaştığını anlayabileceğiz veya cihazın problemlerini uzaktan çözebilir hale geleceğiz. Bu büyük bir verimlik sağlayacak

-Güvenliğe çok önem veriyoruz. Bizim beyaz eşyalarımız siber güvenlik konusunda piyasadaki rakiplerimize göre daha güvenli. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

-Ekranlarda gördüğümüz ve evde gördüğümüz buzdolapları arasında çok fark var… Buzdolaplarındaki barkod okuma veya görsel tarama sistemi şu planan gibi iyi çalışmayabilir. Örneğin birçok kişi peyniri veya çeşitli gıdaları koruma kaplarına koyuyor. Ama bunlar da farklı teknolojik geliştirmelerle aşılacak.

-B2B alanında IoT özelliğine sahip ürünleri sahada görmek mümkün. Örneğin bu konuda Red Bull’un başarılı çalışmaları var. SKU sayısının az olması da işi kolaylaştıran bir faktör. Dolapları uzaktan takip edip ürün takibi yapmak mümkün. Ayrıca dolapların istenen noktaların dışında kullanılmasının da önüne geçilebiliyor…

-Soğutma sistemi de olan fırın test ediyoruz. Sonuçta eğer yemek belli bir saatte pişirilecekse ve siz uzaktan fırını çalıştırmak istiyorsanız, o zamana kadar yemeğin taze kalması gerekir.

-Sihirbaz ürünün ana hedefi akıllı ev asistanı olmak. Türkçe versiyonu doğal dil işleme yeteneği olan bağlantılı bir cihaz. Amacı evde size yardımcı olmak. Taksi çağırmak, pizza söylemek gibi hareketleri yönetmek… Önceliğimiz Türkçe konuşan bir asistan yapmak hedef pazarımız öncelikle Türkiye.

-2020 insanların kullanım alışkanlıklarının değişimi için yeterli bir zaman mı bilmiyoruz ama tüketicilerin farkındalığı artıyor. Ayrıca biz bağlantılı hale getireceğiz ama tüketici o şekilde kullanmayabilir.

Bu serimizde değerli paylaşımlarda bulunan tüm konuşmacılarımıza ve katılımcılarımıza; elmas sponsorumuz Türkiye İş Bankası‘na, platin sponsorlarımız Arvato Bertelsmann ve Dell EMC‘ye, altın sponsorumuz Monitise‘a teşekkürlerimizi sunarız.

9 Mayıs Salı günü DigitalTalks İlkbahar17’nin beşinci haftasında, dijitalleşmenin kullanıcı deneyimi üzerine etkisini ve mobil deneyimi konuşacağız. Bu linkten detaylı bilgi alıp, kayıt olabilirsiniz.

İlgi çekici bir yazı: DigitalTalks İlkbahar17’nin Üçüncü Haftasında, Odağımızda Dönüşen Perakende Vardı

İlgi çekici bir yazı: DigitalTalks İlkbahar17’nin İkinci Haftasında Neler Konuşuldu?

İlgi çekici bir yazı: DigitalTalks İlkbahar17’nin İlk Haftasında Yapay Zekayı Konuştuk

Etiketler