DigitalTalks İlkbahar17’nin İlk Haftasında Yapay Zekayı Konuştuk

Birbirinden değerli konuşmacıları dinleyeceğimiz; yeni kişilerle tanışıp bağlantılarımızı kuvvetlendirme şansı bulacağımız 6 haftalık maratonumuz Türkiye İş Bankası Genel Müdürlüğü’nde 10 Nisan Pazartesi akşamı başladı.

200’e yakın kişinin katıldığı ilk hafta etkinliğimizin odağında “Yapay Zeka” vardı.

Thoughts & Talks kurucusu Ozan Tatar’ın açılış konuşmasından sonra sahneyi “Yapay Zeka; Geçmişi, Bugünü ve Geleceği” başlıklı sunumu ile Microsoft Türkiye CTO’su Onur Koç aldı.

Onur Koç’un sunumundan kimi paylaşımları size aktarmak istiyoruz:

“İnsan zekasına benzeyen, insan gibi karar verme yeteneği olabilen konseptli bir yapay zekayı üretmenin başındayız.

Algoritma kendi kendini yüksek miktarda veri kullanarak yenileyebiliyor ve algoritmalar bu şekilde değişiyor.

Machine learning/ makine öğrenimi dediğimiz şey, makinelerin kendi kendine algoritma yaratabilmesi ve bu bizim için bir dönüm noktası.

Yapay zeka ve sanal gerçekliğin birlikte kullanımı senaryoyu çok farklı boyutlara taşıyabiliyor. Yapay zekadaki gelişimle her yazılım ve her servis akıllı hale gelecek.

Eskiden belki de iki senede yapılabilecek “problemleri tahmin edebilmeyi” şimdi iki ay içinde yapabiliyoruz.

Yapay zeka ile yeni alışveriş deneyimleri yaratabiliyoruz ve müşteriyle olan ilişki bambaşka bir hale geliyor. Medya sektöründe de önemli örnekler var. Örneğin, bir dizide sosyal medya analiziyle izleyiciden gelen bilgi ile hangi karakterin ne kadar sevildiğini biliyorlar ve doğru kararlar veriyorlar. Sonraki bölümleri buna göre ayarlıyorlar. Farklı alanlarda veri işleme modellemeleriyle farklı senaryolar hayata geçiyor.

Yapay zekanın eğitimle ilgili olan kısmında ise örneğin okulunuzda eğer başarı oranı düşükse model hazırlayıp ailelerin tüm bilgilerini harmanlayıp risk modellemesi yapabilmeniz mümkün ve çocukları bu şekilde inceleyip özel eğitime ihtiyacı olan çocukların başarı oranını yükseltebilirsiniz.

Yapay zeka teknolojileri, e-ticaretten enerjiye, sağlıktan eğitime daha önce düşünemediğimiz senaryoların hayata geçmesini sağlıyor.

Örneğin sağlıkta veriler sensörlerden otomatik olarak alınacak ve daha önceden benzer hastalığı geçirmiş insanların semptomlarına bakılıp farklı kararlar verilebilecek, doğru teşhisler yapılabilecek.

Veri üzerinden analizlerle duygu dediğimiz şeyi tanımlayabilmek çok zor değil. Bu nedenle yapay zekanın duygu sahibi olması imkansız değil. Örneğin, bir resmi gördüğünüzde sevdiniz mi sevmediniz mi sorusuna yanıt verebilecek bir yapay zeka, sosyal medyadan toplanan inanılmaz veri ve yüksek oranda bir modellemeye mümkün olabilir.

Yapay zeka farklı alanlarda farklı iş olanakları da sunuyor. Yapay zeka ile doktor teşhislerini iyileştirmek mümkün. Eğitimi geliştirmek ve eğitime erişimi olmayan insanların bu sorununu çözmek de elimizde olacak. İnsanların çalışma sebebinin para kazanmak olduğunu düşünürsek; enerji, sağlık, üretim gibi temel ihtiyaçlar kolaylıkla sağlanırsa belki o zaman daha çok şairler, ressamlar ortaya çıkabilir.

Veri çok kuvvetli bir şey. Veri alakalı veya kullanışlı değilse problemin çözümü yerine olumsuz sonuçların doğduğu bir senaryo ortaya çıkabilir. Hangi veriyi verdiğiniz çok önemli. Veri kaynaklarını kontrol edebiliyorsanız ve eğittiniz algoritmanın başka veri kaynaklarına ulaşmadığından eminseniz sorun yok fakat her şeyin bağlantılı olduğu bir ortamda bunu kontrol altına almak zor. Şirketlerde yapay zekanın kontrol mekanizmaları tartışılan bir konu ama henüz belirli ve ortak bir bakış açısına sahip değiliz.

Yapay zeka konusunda nereden başlamak gerekiyor sorusuna baktığımızda öncelikle veri konusu önemli. İkinci olarak veriyi analiz edebilecek yetenekli insanlar çok önemli. Sektör hakkında bilgisi olan ve istatistiği bu bilgiyle birleştirebilecek insanlar gerekli. Üçüncü olarak, yeni fikirlerin ortaya çıkabileceği ve üretilebileceği platformlar olmalı. Son olarak da bu fikirlerin paylaşılması ve geribildirim alınması gerekiyor. Bunları birleştirdiğimizde yapay zeka konusunda değerli bir mesafe alınabilir.”

DigitalTalks İlkbahar17’nin ilk haftasının ikinci oturumunda ise “Yapay Zekanın Farklı Sektörlere Etkisi” başlıklı bir sohbet gerçekleştirdik. Ozan Tatar’ın moderasyonunda gerçekleşen bu oturumda Arvato Telekomünikasyon Hizmet ve Çözüm Geliştirmeden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ali Murat Alkanlı ve SoftTech Genel Müdür Yardımcısı Darço Akkaranfil bizlerleydi. Bu panelden kimi çarpıcı içerikleri sizinle paylaşmak istiyoruz:

Ali Murat Alkanlı:
“Yapay zekanın bugünkü konumuna gelmesini sağlayan faktörler büyük veri ve bulut. Yapay zeka alanı aslında çok karışık bir pazar ve bu konuda farklı alanlarda çalışan birçok şirket var.

Şirketler farklı alanlardaki yapay zeka modellerine yatırım yapıyorlar ve kendilerini o alanlarda geliştiriyorlar.

Yapay zekanın yaptığı ufak hatalar bile çok zor kabul edilebilir.

Eğer bunu bir piramit olarak görürsek, yazılımlar güçlendikçe ve insanlaştıkça o piramit daralacak. Bunun sonucunda daha az insana ihtiyaç duyulacak ama bu bakış açısına göre iyi veya kötü olarak yorumlanabilir.”

Darço Akkaranfil:
“Yapay zekaya sahip kurumlar gittikçe güçlenecek. Herkese baz maaş verilmesi çeşitli ülkelerde konuşulan bir konu. İnsanların bu baz maaşlarla yaşaması konuşuluyor. İnsanların doğasına aykırı olduğu düşünülen 9:00 – 18:00 kuralına gerek var mı? Teknoloji bunu gereksiz kılacak noktaya gelebilir.

Kahin isimli projemizde makine öğrenme ile çalıştığımız bankadan kaçta ve ne gibi talimatlar gelecek diye bir saat sonrasını tahmin edebiliyoruz. Bu teknolojiyi ATM’lerde ne kadar nakit bulundurulması gerektiği üzerinde de kullanabiliyoruz.

Örneğin iş dünyası için sosyal medyayı kullanıp, anlamlı analizler sağlamak mümkün. Bu farklı amaçlarla kullanılabilir.”

Bu serimizde davetimizi kabul eden tüm konuşmacılarımıza, elmas sponsorumuz Türkiye İş Bankası‘na, platin sponsorlarımız Arvato Bertelsmann ve Dell EMC‘ye, altın sponsorumuz Monitise‘a teşekkürlerimizi sunarız.

18 Nisan Salı günü DigitalTalks İlkbahar17‘nin ikinci haftasında görüşmek üzere.

Etiketler