Birinin poker suratını anlamanın artık yepyeni bir yolu var: Radyo dalgaları.
MIT Bilgisayar Bilimleri ve Yapay Zeka Laboratuvarı araştırmacıları, radyo dalgalarını birinin mutlu, üzgün, kızgın ya da heyecanlı olduğunu anlamak için kullanan bir cihaz geliştirdiler.
Bu icat sayesinde bilim adamlarının yıllarca makinelere yaptırmaya çalıştırdığı şey artık mümkün olacak gibi: İnsanların duygularını algılayabilmek. Araştırmacılar, insanların duygularını takip etmenin, genel ruh hallerini iyileştirmeye yönelik büyük bir adım olduğuna inanıyor.
Teknoloji pek karmaşık değil; kişinin hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan, bir cihaz takarmış gibi, arkaplanda çalışıyor. EQ-Radio ismi verilen cihaz, şu an için bir ayakkabı kutusunu andırıyor. Gelecekte ise küçültülüp evinizde halihazırda var olan bir teknolojik cihaz ile entegre edilmesi muhtemel.
Cihaz, kişi üzerinden kablosuz sinyaller sektirerek çalışıyor. Bu sinyaller, nefes alma ve kalp atışı gibi hareketler ile çarpışıyor. Kalbiniz kan pompaladığı zaman, vücudumuza bir güç akışı sağlanıyor ve cilt, çok hafif bir biçimde titreşim yayıyor.
Radyo dalgaları, bu titreşimlerin etkisi altına girdikten sonra cihaza geri dönüyorlar. Sonrasında bir bilgisayar aracılığıyla sinyaller analiz ediliyor ve kalp atışlarındaki ve nefes alış verişlerdeki değişimler tanımlanıyor.
Araştırmacılar, sistemin adeta bir EKG cihazının kalp atışlarını takip etmesi gibi, insan duygularını takip ettiğini belirtiyor.
Makinenin radyo dalgaları analizi, farklı kalp atışlarının hangi duyguları belirttiğini öğrenebilen bir yapay zekaya dayanıyor.
Testin bir parçası olarak makine, farklı duyguları canlandıran oyunculara özel radyo dalgaları üretti. Makine, daha fazla duygu deneyimledikçe, sinyalleri daha iyi algılamaya başladı. Mutlu olan insanlardan gelen radyo dalgalarını takip eden makine, iyi ruh hali içerisinde olmak ile özdeşleşen, belli başlı işaretlere maruz kalıyor – kalp atışı ve nefes alış türü gibi.
Makine aynı zamanda radyo dalgaları sayesinde kalp atışları arasındaki milisaniyeleri bile algılayabilecek hassasiyette. Aslında tam olarak da bu ince ve fark edilmesi zor değişimler, vücudumuzun duygusal halini ele veren etmenler.
MIT’in tasarladığı bu cihaz, aynı zamanda müşteri duygularını daha iyi anlamak isteyen işletmeler için oldukça faydalı olabilir. Mesela bir eğlence kanalı, yayınladığı film ve programlar esnasında izleyicilerin hangi duyguları tecrübe ettiğini bu cihaz sayesinde test edebilir.
Öte yandan böylesi bir cihazın doğası, gizlilik ilkeleri ile ilgili endişeler de uyandırabilir. EQ-Radio benzeri bir cihaz, topluma açık alanlara ya da özel alanlara yerleştirilebilir ve etrafta olan kişiler, duyguları ile ilgili bilgilerin toplandığının farkında olmayabilirler.
Şu an için MIT’ın cihazının gerçek dünyada kullanılıp kullanılmayacağı henüz bilinmiyor.