
Fiziksel, bilişsel ve duygusal dinleme nedir, nasıl yapılır? İşte dinlemenin 3 yolunu anlatan el kitabı…
Dinleme kulaklarımızla ilişkilendirdiğimiz bir harekettir. Stoacı filozof Epiktetos, “2 kulağımız ve 1 ağzımız var. Bu sebeple konuştuğumuzun iki katı kadar dinleyebiliriz.” der. Ancak dinleme söz konusu olduğunda sadece kulaklarımızı açarak karşımızdakinin söylediklerini “duymak”tan daha fazlasını yapabiliriz. Bu tüm benliğimizi kaplar. İyi dinleyiciler fiziksel, bilişsel ve duygusal varlıklarıyla dinlerler ve bu 3 dinleme şeklini nasıl entegre edeceklerini iyi bilirler. Bu, düşündüğünüz kadar kurması zor bir denge değildir; sadece konunun üzerinde biraz daha durarak başarılabilir.
- Fiziksel Konsantrasyon Sağlayın ve Bunu Gösterin
Vücut dilinin bizi daha iyi veya kötü bir iletişimci yapabileceğini hepimiz biliyoruz. Göz teması kurduğumda sizi daha iyi duyarım. Size doğru dönersem daha ilgili olduğumu fark edersiniz. Aynı şey akıllı telefonumu kapattığımda ve herhangi bir şeyin dikkatimi dağıtmayacağını gösterdiğimde de geçerlidir.
Ancak nadiren bunu kasten yaparız. Genelde bu tür hareketler tesadüfen gerçekleşir. Bunun yerine birini dinlerken bilinçli adımlar atmak önemlidir. Sözsüz bir şekilde karşınızdakinin ne söyleyeceğine kendinizi açtığınızı belli etmek herhangi bir seviyede bağlantı kurabileceğini göstermenin önkoşuludur.
Gerçek şudur ki vücut dili sadece konuşmacılar ve liderler için değil dinleyenler için de önemlidir.
- Aklınızı Çalıştırın
Zihinsel dinleme sadece söylenene odaklanmak değildir. Aynı zamanda onların düşünceleri üzerine yorum yapmak anlamına da gelir.
Burada başlangıç noktası elbette dikkattir. Herhangi bir konuşmada ne kadar sıklıkla zihnimizin başka yerlerde dolaştığını hissediyoruz? Bilinçli Liderlik kitabında Maria Gonzalez’e göre bize verilen bir görevin hemen hemen yarısında onu tamamlamaya odaklanmıyoruz. Aynı durum iletişim kurarken de geçerli.
Konuşmadan uzaklaşmamak için elinizden geleni yapın. Bu elbette o kadar da kolay değil. Seçebileceğiniz yöntemlerden biri karşınızdakinin düşüncelerini “takip etmek.” Bilişsel bir özet çıkarın ve onların düşünce trenini takip edin.
Bilişsel dinleme ayrıca bilgi aramayı da içerir. Bir iş veya ekip arkadaşıyla konuşuyorsanız size aktardıkları durumu inşa etmelerine izin verin. Örneğin, “Yeni bir yöne doğru gitmek istediğini duydum. Bu senin için neden önemli? “ veya “Bu sonuca nasıl vardın?” gibi sorular yöneltebilirsiniz. Karşınızdakinin düşünceleri odağından kaymış gibi görünüyorsa yeniden odaklanmalarını sağlayabilirsiniz. “Demek istediğin … mi?” diyerek buna yardım edebilirsiniz.
Bilgi arama sizin ve karşınızdakinin düşüncelerinin nerede kesiştiğini fark etmenize de yardım eder. Örneğin bir iş görüşmesindeyseniz görüşmeyi yapan kişiye bu pozisyonu nasıl gördüğünü sorun ve ona göre yanıt verin.
Bilişsel dinleme yaparken karşınızdakinin mesajın odak noktası olarak neyi gördüğünü yakalayabileceğiniz sözlü işaretlere dikkat edin. Örneğin, “Demek istediğim şu ki…” gibi cümlelere odaklanın. Birincil, ikincil ve üçüncül odak noktalarını tespit etmeye çalışın. Eğer karşınızdaki çok fazla “belki”, “gibi” diyorsa ya da duraklıyorsa fikirlerinin henüz olgunlaşmadığını veya bunlara tamamen inanmadığını çıkarabilirsiniz. ”Düşünüyorum ki”, “Sanıyorum ki” gibi zayıf fiiller yerine “İnanıyorum ki”, “Biliyorum ki” gibi güçlü fiiller konuşmacının bir lider gibi düşüncelerine olan inancını gösterir.
Son olarak ise söylenenler arasındaki “boşlukları” anlamaya çalışın. Eğer hikaye, konuşmacı devam ettikçe değişiyor veya önemli bilgiler bariz bir şekilde eksikse doldurulması gereken boşlukları yakalayabilirsiniz.
- Hissedin
Yapbozun üçüncü parçası ola duygusal dinleme diğerlerinin duygularıyla bağ kurmaktır; lakin sizi etkilemesine izin vermek değil.
Economist’in yılın başlarında yaptığı bir araştırmaya göre C seviyesi yöneticiler, teknoloji ve finans alanlarını becerilerini geliştirmeleri gereken alanlar olarak görüyor. Ancak bu yöneticilere bağlı çalışanlar ise başka bir alana dikkat çekiyor: Müdürlerinin duygusal zeka ve liderlik konularında güçlenmeleri gerektiğine inanıyor.
Duygusal dinleme için başlangıç noktası kuvvetlendirmedir – onaylar şekilde kafa sallama veya “Evet” , “Anlıyorum” gibi cümleler kurmak gereklidir. İş bununla da bitmiyor. “Seni anlıyorum”, “Bu senin için zor bir karar olmalı” gibi cümlelerle de empati kurduğunuzu göstermelisiniz. Bu sayede karşınızdaki açılacak ve sadece düşüncelerini değil duygularını da dile getirecektir.
Vücut diline benzer şekilde duygusal dinleme de konuşmacının sözsüz işaretlerini okumaktan geçer. Yüzlerine odaklanın, seslerinin tonunu inceleyin ve duruş biçimlerini analiz edin. Bir toplantıda olduğunuzu ve iş arkadaşlarınızdan birinin kollarını bağladığını ve yere baktığını düşünün. “Sanırım bu fikre pek katılmıyorsun.” diyebilirsiniz.
Birini ortaya atmak derdinde değilsiniz ancak diğerlerinin fikirlerine – henüz dile getirmemiş olsalar bile- önem verdiğinizi göstermek istiyorsunuz. Bu sayede sonuç çok daha iyi olacaktır zira tartışmayı daha kucaklayıcı bir hale getirmiş olacaksınız.
Dinlemek oldukça yaratıcı ve düşündüğümüzden daha işbirlikçi bir eylemdir. Daha ileriye emin adımlarla ilerlemek için gereken ham madde sizin ve etrafınızdakilerin kalpleri ve zihinlerindedir. Bu hammaddeye, tüm bu aşamalara biraz daha fazla önem vererek ve hakiki dinlemenin gerçekleşmesini sağlayarak ulaşabilirsiniz.
Kaynak: FastCompany