Teknolojik açıdan inanılmaz geçen bir yılın ardından 2015’in birden fazla sürpriz getirdiği ortada. Bu teknoloji harikalarından hangisi favoriniz?
1. Yeni şöförünüz kapınızın önüne park etti bile!
Tesla, müşterilerine destekli sürüş sunan bir yazılım güncellemesi getirdi. Tesla’nın destekli sürüş ve park etme özellikleri, şaşırtıcı olarak pek çok sürüş modu için geçerli. Kurucu Elon Musk, 15-20 yıl içerisinde tamamı otonom olmayan arabaların oldukça sıradışı olacağına inanıyor. 2020’ye kadar 10 milyonu aşkın otonom aracın yollarda olacağı tahmin ediliyor. Bu yıl ise bunun nasıl olacağına dair ilk izlenimleri edinmiş olduk.
2. Robotlar uzayda gezecek
Planetary Resources Şirketi Başkanı ve Baş Mühendisi Chris Lewicki, “Tarih boyunca durmadan tekrarladığını gördüğümüz bir şey varsa, o da bir sonraki yıl meydana gelecekleri tahmin etme konusunda fazla abartılı davranırken, gelecek 10 yıl içerisinde meydana gelecekleri tahmin etmekte yetersiz kaldığımızdır.” diyor. Temmuz ayında bu gezegen madenciliği (asteroid mining) firması ilk uzay gemisini lanse etti. Lewicki, önümüzdeki 3 yıl içerisinde düşük maliyetli, robotik gezegen madenciliği ordusu kurmayı planlıyor.
3. Köprü yazdırma
Hollandalı bir tasarım firması olan MX3D ve Autodesk, Amsterdam belediyesi ile işbirliğine giderek şehrin kanallarından birinin üzerinden geçecek, metal bir köprüyü 3 boyutlu bir şekilde yazdırmayı planlıyorlar. Tasarımcı Joris Laarman, bu yeniliğin dünyanın mimariye bakış açısını tamamen değiştireceğine inanıyor. “Dijital üretimin geleceğine, yani ‘yeni zanaate’ yürekten inanıyorum. Bu köprü, 3 boyutlu baskının, şekil özgürlüğü yaratarak fonksiyonel, büyük ölçekli objelerin ve dayanıklı malların dünyasına nasıl bir etki oluşturacağını gözler önüne serecek.”
Laarman’ın bu konuda destekçileri de var. Michigan Tech, bu yıl içerisinde maliyeti 1.000 doların altında olacak 3-D metal yazıcı tasarlamayı planlıyor. 2015’in önde gelen startuplarından olan Branch Technology ise, evlerde ve binalarda kullanılmak üzere 3-D baskılı duvar tasarımlarını üretirken doğadan ilham almış ve buna ‘hücresel fabrikasyon’ (cellular fabrication) ismini vermiş.
4. Yapay zeka her yerde
Aslında bilgisayarların ne kadar akıllı hale geldiklerini gördükçe hiçbir şey inşa etmeye ihtiyacınız olmayacağını bile düşünebilirsiniz. Kim bilir, belki artık onlar sizin için bir şeyler inşa ederler. Bilgisayarların öğrenmek için kullandıkları sinirsel ağ mekanizmalarından haberiniz var mı?
Çoğunluğa göre en hızlı ve en iyi yapay zeka uygulama platformu Google’a ait. Teknoloji devi bu yıl içerisinde sinirsel ağları nasıl eğittiğine dair bilgileri paylaştı. Bununla da kalmayarak aynı zamanda uygulamanıza entegre edebileceğiniz, eğitilmiş bir yapay zekanın kod indeksini de açıklıyor.
5. Terminatör filmleri ile yeniden ilham alın
Bu yıl Google’ın Boston Dynamics ayağı, güçlü androidi Altas’ın ormanda gezerken çekilen görüntülerini yayınladı. Sadece izlemeniz yeterli:
Etkileyici, değil mi?
6. Hayallerinizi çizin
Eğer dışarıda koşan robotu izlemek yaratıcılık damarınızı kabarttıysa bu da tam size göre. Apple kalemi, elleriniz ile yarattığınız sanatı direkt olarak bilgisayara taşıyor; hiçbir tarayıcıya ihtiyaç duymadan. Buna ek olarak, klavye veya fare gibi yeni bir donanım kullanmayı da öğrenmeniz şart değil. Aynı kaligrafi kalemi ile yapacağınız gibi dilerseniz ince, dilerseniz kalın, dilerseniz de eğri çizgiler oluşturabilirsiniz. Daha kalın çizgiler elde etmek için kalemi bastırabilir, daha ince çizgiler elde etmek için ise kalemi daha hafif basabilirsiniz. Gelecek neslin dijital tebeşirlerle akıllı duvarlara harika resimler yaptığını bir düşünün. Yatmadan önce tek yapmanız gereken, duvarların temizlenmesi için “reset” tuşuna basmak. İşte bu kadar basit.
7. Kanserin kodunu yeniden yazın
Yalnızca 14 aylıkken lösemi teşhisi konan Layla Richards isimli bebek, bilim adamları ve doktorlar genleri ile oynadığında inanılmaz bir değişim gösterdi. Evet, bu fazlasıyla deneyseldi. Bebeğin ailesi, kızlarının ölmek üzere olduklarını düşündüğü için bunu kabul etti. Henüz kitlesel üretime hazır olmasa da, kanser gibi ölümcül hastalıklara yaklaşımımız açısından geleceğe büyük ve aydınlık bir kapı açmış oldu.
8. Li-Fi’a merhaba deyin
Bu yıl, ilk “Li-Fi” prototipi geliştirildi. Ampullerden elde edilen ışıktan yararlanan Li-Fi, kablosuz iletişim için oldukça önemli bir gelişme. Işığın, Wi-Fi’ın temelini oluşturan radyo sinyallerine kıyasla çok daha geniş bir spektrumu var. Bulut (cloud) ile kafayı bozmuş, sürekli bir şeylere “bağlı” olan günümüz dünyasında geliştirilmiş bir sinyal spektrumuna erişmiş olmak gayet mantıklı. Bugün itibariye Li-Fi, bir milyar dolara yakın değere sahip bir sektör doğurmuş durumda. Kimi kaynaklara göre 2020’ye kadar bu rakamın 8 milyar doları geçeceği tahmin ediyor. Neredeyse sınırsız kapasitesi ve Wi-Fi’a göre 10 kat daha az olan maliyeti dolayısıyla bu da kulağa oldukça mantıklı geliyor. Li-Fi araştırmacısı Harald Haas’ın 2011 yılında ışığın, iletişimin geleceği olacağını anlattığı videosunu izlemeyi ihmal etmeyin.